Av. Yunus Emre ÖZTÜRK

TMK 535. Madde- Vasiyetnamenin Mirasbırakan Tarafından Okunmaksızın ve İmzalanmaksızın Düzenlenmesi

“Madde 535- Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur
vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son
arzularını içerdiğini beyan eder.
Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu
tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana
okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye
yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.”

I. GİRİŞ: MİRAS HUKUKUNDA ŞEKLİ TASARRUFLARIN ÖNEMİ VE YASAL DAYANAKLAR

Miras hukuku, kişinin ölümünden sonra malvarlığının devrine ilişkin kuralları düzenleyen, hem bireyler arası özel iradeyi hem de kamu düzenini doğrudan ilgilendiren bir hukuk dalıdır. Bu alan, bireyin yaşamı boyunca edindiği malvarlığının kimlere, ne şekilde ve hangi koşullarda intikal edeceğini belirlemek açısından büyük önem taşır. Bu nedenle, kişi ölüme bağlı tasarruflarını düzenlerken özellikle şekil şartlarına uygun hareket etmekle yükümlüdür.

Türk Medeni Kanunu (TMK), bu bağlamda üç ana türde vasiyetname yapılmasına olanak tanımaktadır: el yazılı vasiyetname (TMK m.538), resmi vasiyetname (TMK m.532 vd.) ve olağanüstü hallerde sözlü vasiyetname (TMK m.539). Bunlar arasında özellikle resmi vasiyetname, şekle ve usule en bağlı tasarruf türüdür ve kamu görevlisinin gözetiminde yapılması öngörülmektedir.

Bu makalenin konusu olan TMK m.535 ise, resmi vasiyetnamenin özel bir biçimini düzenlemektedir. Buna göre, mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, bu eksikliğin nasıl giderileceği ve vasiyetnamenin hangi şekil şartlarına bağlanacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm, özellikle yaşlılık, engellilik veya sağlık sebepleriyle vasiyetnameyi okuma ya da imzalama fiilini gerçekleştiremeyen bireylerin iradelerinin geçerliliğini sağlamaya yönelik özel bir güvence sistemidir. Ancak bu sistemin işlerliği, ancak ilgili hükmün bütün boyutlarıyla doğru anlaşılması ve uygulamada titizlikle yerine getirilmesiyle mümkün olabilecektir.


II. TÜRK MEDENİ KANUNU MADDE 535’İN METNİ VE HUKUKİ YORUMU

A. Madde Metni

TMK m.535 metni şu şekildedir:

“Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.
Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.”

B. Hükmün Kapsamı

Bu düzenleme, resmi vasiyetnamenin istisnai bir türüne ilişkin şekil şartlarını belirlemektedir. Mirasbırakanın okuma veya imzalama eylemini bizzat gerçekleştiremeyecek durumda olması, onun vasiyet yapma hakkını ortadan kaldırmaz; ancak bu iradenin usulüne uygun olarak beyan edilmesini ve belgelenmesini gerektirir.

Hüküm, şekilci bir yaklaşımla değil; esasen mirasbırakanın gerçek ve özgür iradesinin hukuken koruma altına alınması amacıyla kaleme alınmıştır. Bu nedenle yorumlanırken sadece lafzına değil, ruhuna da dikkat edilmelidir.


III. TARİHSEL GELİŞİM VE KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA BENZER DÜZENLEMELER

A. İsviçre Medeni Kanunu ile Karşılaştırma

Türk Medeni Kanunu, İsviçre Medeni Kanunu’ndan alınmış olmakla birlikte, TMK m.535’e birebir karşılık gelen bir madde İsviçre MK’da mevcut değildir. İsviçre uygulamasında, bu tür eksiklikler için daha çok sözlü vasiyet yoluna başvurulmakta; resmi vasiyetlerde ise uygulama alanı oldukça dardır. Bu açıdan TMK m.535, vasiyet hakkını daha geniş koruyan, engelli bireylerin iradesine daha duyarlı bir sistem sunmaktadır.

B. Alman Hukukunda Durum

Alman Medeni Kanunu (BGB) ise bu konuda Türk hukukuna daha yakın bir yaklaşım sergilemektedir. BGB §2232 ve devamı maddelerinde, noterde yapılan vasiyetnamelerde benzer şekil şartları düzenlenmiştir. Ayrıca vasiyetçinin imza atamayacak durumda olması hâlinde, tanıklar huzurunda beyanda bulunmasına izin verilmektedir.

C. Anglo-Amerikan Sistemi

Common law sistemlerinde ise, şekil şartları daha esnek olsa da, tanıkların varlığı ve vasiyetçinin imza yeteneği önemli yer tutar. Özellikle “attestation clause” adı verilen beyan bölümlerinde, vasiyetçinin okuma veya imzalama yetersizliği varsa bunun tanıklar tarafından açıkça yazılması beklenir.


IV. TMK m.535 KAPSAMINDA UYGULAMA KOŞULLARI

A. Mirasbırakanın Okuyamaması

Okuyamama hâli genellikle:

  • Görme engeli,
  • İleri derecede yaşlılık,
  • Okuma-yazma bilmemesi,
  • Geçici bilinç bulanıklığı veya
  • Fiziksel yetersizlik (örneğin titreme, felç gibi) sebeplerinden kaynaklanabilir.

Burada önemli olan, bu durumun geçici ya da kalıcı olması değil; vasiyetname düzenlenirken mevcut bulunmasıdır.

B. Mirasbırakanın İmzalayamaması

İmza atamama hâli de uygulamada sık karşılaşılan bir durumdur. Özellikle;

  • Felç,
  • El kaybı,
  • Kas hastalıkları,
  • Parmak ve kol sakatlıkları gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilir.

C. Memur Tarafından Okunması Şartı

TMK m.535’in en önemli unsurlarından biri, vasiyetnamenin memur tarafından iki tanığın huzurunda okunmasıdır. Bu işlem, yalnızca şekli değil, aynı zamanda mirasbırakanın iradesinin güvence altına alınmasını sağlayan bir adımdır.

Tanıkların bulunmadığı ya da memurun vasiyetnameyi bizzat okumadığı durumlarda vasiyetname geçersiz sayılır.

V. TANIKLARIN ROLÜ VE NİTELİĞİ

A. Tanıklık Kavramının Miras Hukukundaki Önemi

Miras hukukunda tanıklar, özellikle resmi ve sözlü vasiyetnamelerde, mirasbırakanın iradesinin tespit edilmesi ve geçerliliğinin sağlanmasında kritik bir rol üstlenirler. TMK m.535’te ise tanıklar, sadece birer gözlemci değildir; aynı zamanda hukuki denetim mekanizmasının parçası olarak hareket ederler. Onların beyanları, vasiyetnamenin ileride geçerliliğinin tartışılmasını önlemek açısından belirleyici niteliktedir.

B. Tanıkların Sayısı ve Varlık Koşulu

Madde metninde açıkça belirtildiği üzere, memur tarafından yapılan okuma işlemi iki tanığın huzurunda gerçekleştirilmelidir. Bu sayı emredici olup, daha az sayıda tanığın bulunması vasiyetnamenin geçersizliğine yol açar. Üç ya da daha fazla tanığın bulunmasında ise herhangi bir sakınca yoktur; ancak asgari iki tanık şartı mutlaktır.

C. Tanıkların Ehliyeti

Tanık olacak kişilerin aşağıdaki özelliklere sahip olmaları gerekir:

  1. Ayırt etme gücüne sahip olmak: Zihinsel engelli, sarhoş veya ağır ilaç etkisi altında olan bireylerin tanıklığı geçerli değildir.
  2. Ergin olmak: 18 yaşından küçük bireylerin tanıklığı geçerli kabul edilmez.
  3. Menfaat ilişkisinden uzak olmak: Lehine tasarruf yapılan kimseler, bunların alt ve üst soyu, eşleri, kardeşleri tanıklık yapamaz (TMK m.536).
  4. İradi hareket edebilmek: Tehdit, baskı veya zorlama altında tanıklık yapan kişilerin beyanları geçerli sayılmaz.

D. Tanıkların Sorumlulukları

Tanıklar, şu dört noktayı vasiyetnameye açık şekilde yazmalı veya yazdırmalıdır:

  1. Mirasbırakanın beyanının kendi huzurlarında gerçekleştiğini,
  2. Mirasbırakanın tasarruf ehliyetine sahip olduğunu,
  3. Vasiyetnamenin memur tarafından okunduğunu,
  4. Mirasbırakanın, vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini ifade ettiğini.

Bu dört husus açıkça belirtilmemişse ya da belgede imzaları yoksa, vasiyetname geçersizlik tehlikesi ile karşı karşıya kalır.


VI. MİRASBIRAKANIN TASARRUF EHLİYETİ: ŞARTLAR VE YARGI DENETİMİ

A. Tasarruf Ehliyeti Nedir?

Tasarruf ehliyeti, kişinin kendi iradesiyle hukuki sonuç doğurabilecek işlemler yapabilme yeterliliğidir. Vasiyetname gibi tek taraflı ve ölüme bağlı bir işlemde, ehliyetin varlığı özellikle aranmaktadır. TMK m.502 uyarınca vasiyet yapma ehliyeti;

  1. Ayırt etme gücüne sahip olma (fiil ehliyeti),
  2. Ergin ya da evli olma şartlarını içerir.

B. Ehliyetin Anlık Niteliği

Vasiyet yapma ehliyeti, vasiyetnamenin düzenlendiği an itibarıyla geçerli olmalıdır. Bu da demektir ki, kişinin sürekli olarak akıl hastası olması değil; vasiyetnameyi yaptığı anda ayırt etme gücüne sahip olup olmadığı önemlidir.

Örneğin, alzheimer hastası bir bireyin “temiz zaman” diliminde vasiyetname düzenlemesi hâlinde, bu işlem geçerli olabilir.

C. Ehliyetsizliğin İspatı

Ehliyetsizlik iddiası, genellikle vasiyetnamenin iptali talepli davalarda gündeme gelir. Bu davalarda ehliyetsizlik şu yollarla ispatlanabilir:

  • Sağlık raporları,
  • Psikiyatri kayıtları,
  • Tanık ifadeleri,
  • Video veya ses kayıtları (istisnai olarak).

Ancak unutulmamalıdır ki, bu ispat yükü, vasiyetnamenin iptalini isteyen tarafa aittir.

D. Yargıtay Uygulaması

📌 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2020/4876 E., 2021/1349 K.

“Mirasbırakanın vasiyetname yaptığı tarihte alzheimer hastalığı nedeniyle ayırt etme gücüne sahip olmadığının doktor raporuyla tespit edilmesi üzerine vasiyetnamenin iptali yerindedir.”


VII. ŞEKİL ŞARTLARININ HUKUKİ İŞLEVİ VE MADDE 535’TEKİ ÖNEMİ

A. Şekil Şartlarının Anlamı

Hukuki işlemlerde şekil, iradenin dış dünyaya açıklanma yöntemidir. Vasiyetname gibi ölüme bağlı tasarruflarda şekil şartları, sadece bireyler arası güvenlik için değil, aynı zamanda kamu düzeni açısından da vazgeçilmezdir.

TMK m.535’teki şekil şartları şu işlevleri yerine getirir:

  1. İradeyi koruma: Mirasbırakanın beyanının dış etkilere karşı korunması sağlanır.
  2. Belgelendirme: Beyanın hukuken geçerli ve tespit edilebilir biçimde kayıt altına alınması sağlanır.
  3. İleriye dönük ispat: Vasiyetnameye yapılacak itirazlarda belge delil niteliği taşır.
  4. Hukuki güvenlik: Lehine tasarruf yapılan kişi ile üçüncü kişilerin haklarının güvence altına alınması sağlanır.

B. Emredici Niteliği

TMK m.535’teki şekil şartları emredicidir. Dolayısıyla tarafların anlaşması ile değiştirilemez veya yerine başka bir prosedür konulamaz. Uygulamada “niyet vardı ama şekil eksikliği oldu” savunması geçerli değildir.

C. Şekil Eksikliklerinin Hukuki Sonucu

Vasiyetnamenin:

  • Memur tarafından okunmaması,
  • Tanıkların huzurunda işlem yapılmaması,
  • Tanık beyanlarının vasiyetnameye yazılmaması,
  • İmzaların eksik olması gibi durumlar vasiyetnamenin geçersizliği ile sonuçlanır.

Bu tür durumlar, TMK m.557 uyarınca iptal davası ile gündeme gelir.

VIII. YARGITAY UYGULAMASINDA TMK m.535

A. Genel Yaklaşım

Yargıtay, vasiyetnamelere ilişkin şekil şartlarını son derece sıkı yorumlamakta, özellikle TMK m.535 kapsamında düzenlenen resmi vasiyetnamelerde, belirtilen prosedüre mutlak surette uyulması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu yaklaşım, mirasbırakanın iradesini koruma amacıyla şekil şartlarının katı biçimde uygulanması ilkesine dayanmaktadır.

B. Örnek Kararlar ve Değerlendirme

📌 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2018/4325 E., 2019/5867 K.

“Mirasbırakanın görme engelli olduğu anlaşılmakta; ancak vasiyetnamenin memur tarafından iki tanığın huzurunda mirasbırakana okunduğuna ve onun da içeriğin son arzularını içerdiğine dair beyanı yaptığına ilişkin kayıt bulunmamaktadır. Bu nedenle vasiyetnamenin geçerli olduğunun kabulü mümkün değildir.”

📝 Değerlendirme: Bu karar, TMK m.535’teki şekil şartlarının harfiyen yerine getirilmesi gerektiğini açıkça göstermektedir. Özellikle “okuma” ve “beyan” aşamalarındaki eksiklik, tek başına geçersizlik sebebidir.


📌 Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2017/3412 E., 2018/4225 K.

“Tanıklardan biri, memurun vasiyetnameyi okuduğunu hatırlamadığını, diğer tanık ise okunduğunu beyan etmiştir. Bu çelişki, şekil şartlarının sağlıklı yerine getirilmediğini gösterdiğinden vasiyetnamenin geçersizliğine karar verilmiştir.”

📝 Değerlendirme: Tanık beyanları arasındaki çelişki, vasiyetnamenin şeklen sakat olduğunu ortaya koyar. Yargıtay, şekil şartlarının ispatı açısından tanık beyanlarının uyumuna büyük önem vermektedir.


📌 Yargıtay 3. HD, 2019/3234 E., 2020/7651 K.

“Tanıklardan biri vasiyetnamenin içerdiği bilgileri hiç hatırlamadığını, diğer tanık ise sadece imza attığını söylemiş, memurun okuduğuna dair net ifade bulunmamıştır. Bu durumda şekli unsurların oluşmadığı kabul edilmelidir.”

📝 Değerlendirme: Tanıkların şekil sürecine pasif biçimde katılmış olmaları, yani okuma ve beyan aşamalarını gerçekten gözlemlememeleri, vasiyetnamenin geçerliliğini ortadan kaldırmaktadır.


IX. ŞEKİL EKSİKLİKLERİ VE GEÇERSİZLİK NEDENLERİ

A. Tanık Sayısının Eksikliği

TMK m.535 uyarınca iki tanığın huzuru zorunludur. Tanık sayısı birden azsa ya da bir tanığın imzası eksikse, bu vasiyetnamenin mutlak butlanla sakat olduğunu ortaya koyar.

B. Memur Tarafından Okunmaması

Memur tarafından okuma işleminin yapılmaması, en sık karşılaşılan geçersizlik nedenidir. Bazı uygulamalarda, noterlerin vasiyetnameyi okumadan sadece imza attıkları gözlemlenmiştir. Bu, doğrudan geçersizlik sonucunu doğurur.

C. Mirasbırakanın Beyanının Yazılmaması

Mirasbırakanın vasiyetnamenin son arzularını içerdiğine dair beyanı tanık huzurunda yapılmamışsa ya da vasiyetnameye yazılmamışsa, vasiyetname yine geçersiz sayılır.

D. Tanıkların Ehliyetsizliği

Tanıklardan birinin ehliyetsiz çıkması hâlinde de vasiyetname geçersiz olur. Örneğin tanık 17 yaşında ise ya da vasiyetçinin yasal mirasçısıysa tanıklık geçersizdir.


X. GEÇERSİZLİK VE İPTAL DAVALARI

A. İptal Davasının Şartları

TMK m.557 ve devamı maddelere göre, vasiyetnamenin iptali şu sebeplerle talep edilebilir:

  • Ehliyetsizlik,
  • Yanılma,
  • Aldatma,
  • Zorlama,
  • Şekil eksiklikleri.

Bu dava, ancak menfaati zedelenen kişiler tarafından açılabilir.

B. Süre Şartı

İptal davası, vasiyetnamenin açıldığını öğrenen kişi tarafından bir yıl içinde açılmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir.

C. Yetkili ve Görevli Mahkeme

Vasiyetnamenin açıldığı yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi, miras davalarında görevli mahkemedir. İptal davası da bu mahkemede görülür.

D. Sonuçları

Geçersizlik kararı verilirse:

  • Vasiyetname hiç yapılmamış sayılır.
  • Vasiyetnameye dayanan hak sahipleri hak iddia edemez.
  • Miras, yasal mirasçılar arasında paylaşılır.

XI. TANIK BEYANLARINDAKİ ÇELİŞKİLERİN HUKUKİ ANALİZİ

Tanıkların beyanları, uygulamada vasiyetnamenin geçerliliği açısından en kritik unsurlardan biridir. Tanıklar arasında;

  • Okuma olup olmadığı,
  • Mirasbırakanın beyanı yapıp yapmadığı,
  • İmza süreci,
  • Mirasbırakanın fiziksel durumu

konularında çelişki varsa, vasiyetname şekil bakımından geçersiz sayılır.

Bu konuda Yargıtay uygulaması oldukça katıdır. “Tanıklardan biri hatırlamıyor ama diğeri hatırlıyor” gibi ifadeler dahi geçersizlik sebebi sayılabilmektedir.

XII. DOKTRİNDE TMK m.535’E İLİŞKİN GÖRÜŞLER

A. Prof. Dr. Fikret Eren’e Göre

Prof. Dr. Eren, vasiyetnamelerde şekil şartlarının, irade güvenliği açısından vazgeçilmez olduğunu vurgulamaktadır. TMK m.535’in, özellikle engelli ve yaşlı bireylerin vasiyet iradesinin geçerli kılınması için bir “koruma mekanizması” işlevi gördüğünü ifade eder. Eren’e göre tanıkların beyanı, bir tür “irade teyidi”dir ve bu nedenle prosedür harfiyen yerine getirilmelidir.

B. Prof. Dr. Mustafa Dural ve Dr. Av. Tufan Öğüz

Bu yazarlar, TMK m.535’i şekil şartlarının ötesinde bir “usul güvenlik bariyeri” olarak görmektedir. Onlara göre, memurun ve tanıkların birlikte oluşturduğu üçlü sistem, vasiyet işleminin tarafsızlık içinde yapılmasını sağlar. Aynı zamanda bu sistemin amacı, sonraki mirasçılık kavgalarının önüne geçmektir.

C. Dr. Öğr. Üyesi Gamze Şenyüz

Şenyüz, uygulamada özellikle küçük yerleşim yerlerinde, noterlerin vasiyetnameyi formel şekilde düzenlediklerini ve gerçek okuma işleminin yapılmadığını belirtmektedir. Bu eksikliklerin, görünürde geçerli olan vasiyetnamenin yargı aşamasında iptaliyle sonuçlanmasının sıklıkla karşılaşılan bir durum olduğunu belirtir.


XIII. ÖRNEK UYGULAMA SENARYOSU VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME

A. Olay Özeti

75 yaşındaki görme engelli bir birey olan M.T., yaşlı bakım evinde kalmakta ve hiçbir yakını ile temas kurmamaktadır. Tüm malvarlığını, uzun süredir bakımını üstlenen hemşire G.K.’ye bırakmak istemektedir. Vasiyetname, noter tarafından düzenlenmek üzere çağırılır. M.T. yazıyı okuyamaz, imza atamaz durumdadır. Noter, hemşireyi tanık olarak çağırır ve vasiyetnameyi okur. Diğer tanık ise bakım evi çalışanıdır. Tanıklar, sadece “imza atmamız istendi” şeklinde işlem yapar. Vasiyetname açıldığında, diğer mirasçılar iptal davası açar.

B. Değerlendirme

  • Tanıklardan biri lehine vasiyet yapılmıştır → Geçersizlik nedenidir (TMK m.536).
  • Vasiyetnamenin gerçekten okunup okunmadığı ispat edilememektedir → Şekil eksikliği.
  • Tanık beyanları prosedürden habersizdir → Vasiyetname geçersiz sayılır.

📝 Sonuç: Bu senaryo, TMK m.535’in tüm güvencelerine rağmen uygulamadaki eksikliklerin nasıl ölümcül sonuçlara yol açabileceğini gösteren tipik bir örnektir.


XIV. TEKNİK SORUNLAR VE ELEŞTİRİLER

A. Uygulamada Tanıkların “Formaliteye Dönüşmesi”

Birçok uygulamada tanıklar, süreci tam olarak takip etmeden, sadece “imza atan kişiler” rolünü üstlenmektedir. Bu durum, şeklen uygun gözüken vasiyetnamenin özünde geçersizliğe açık hâle gelmesine sebebiyet vermektedir.

B. Memurların Sorumluluk Alanı

Noterlerin ya da diğer resmi memurların, okuma işlemini gerçekten yapıp yapmadıkları çoğu zaman ispat edilememektedir. Bu bağlamda işlem sırasında ses kaydı veya video kaydı alınması, uygulamada önerilen çözüm yolları arasında yer almaktadır.

C. Mirasbırakanın Beyanının Standartlaştırılması Sorunu

Vasiyetnamenin son arzuları içerdiğine dair beyanın, her zaman “standart cümlelerle” ifade edilmesi uygulamada anlam kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle bu beyanın içeriği özgün, kişiselleştirilmiş ve açık olmalıdır.


XV. ÖRNEK BİR VASİYETNAME TASLAĞI (TMK m.535’E UYGUN)

Resmi Vasiyetname Örneği (Okuyamayan ve İmzalayamayan Mirasbırakan İçin)

Tarih: 03.04.2025
Yer: İstanbul – Bakırköy Noterliği
Mirasbırakan: Ahmet Yılmaz (TC: XXX), 78 yaşında, görme engelli.
Tanıklar:

  1. Hasan Erdem (Emekli öğretmen)
  2. Ayşe Kaya (Avukat)

İşbu vasiyetname, yukarıda kimlik bilgileri yazılı olan Ahmet Yılmaz tarafından düzenlenmiştir. Mirasbırakan vasiyetnameyi okuyamadığı ve imzalayamadığı için noter huzurunda, iki tanık önünde bu belge yüksek sesle okunmuştur. Mirasbırakan, vasiyetnamenin içeriğini anladığını ve bunun kendisinin son arzularını yansıttığını beyan etmiştir.

Tanık Beyanı:
“İşbu vasiyetnamenin memur tarafından bizim huzurumuzda mirasbırakana okunduğunu ve mirasbırakanın içeriği anladığını, beyanının da bizim huzurumuzda yapıldığını ve kendisinin tasarruf ehliyetine sahip olduğunu gördüğümüzü beyan ederiz.”

Tanık İmzaları:
Hasan Erdem – Ayşe Kaya

Memur İmzası:
Bakırköy 3. Noteri Mehmet Ş.

📝 Bu örnek, TMK m.535’in tüm şartlarını taşıyan tipik bir metindir. Gerek beyanlar, gerek tanıkların imzası gerekse memurun işlemi açık şekilde belirtilmiştir.


XVI. VASİYETNAMEDE SES VE GÖRÜNTÜ KAYDINA İLİŞKİN TARTIŞMA

Günümüzde gelişen teknolojiyle birlikte, vasiyetnamenin hazırlanışı sırasında ses ve görüntü kaydı alınması bir öneri olarak gündeme gelmektedir. Bu yöntemin avantajları:

  • Beyanların gerçekten yapıldığını ispatlama imkânı,
  • Ehliyetin daha net tespiti,
  • İtirazlara karşı hukuki delil oluşturma.

Ancak bu yöntemin yasal dayanağı mevcut değildir ve gizlilik, kişisel veri ihlali gibi sorunlar doğurabilir. Bu nedenle ses ve video kayıtları, ancak tarafların açık rızasıyla ve noter gözetiminde alınmalıdır.

XVII. GENEL DEĞERLENDİRME: TMK m.535’İN BÜTÜNSEL ANALİZİ

Türk Medeni Kanunu’nun 535. maddesi, resmi vasiyetnamenin özel bir şekil türünü düzenleyen, görünüşte oldukça teknik fakat özünde bireyin temel hak ve özgürlüklerini doğrudan ilgilendiren bir hükümdür. Bu hüküm sayesinde, bedensel engelleri ya da yaşlılık nedeniyle okuma veya imzalama yeteneğini kaybetmiş olan kişilerin, son iradelerini geçerli bir biçimde ortaya koymaları mümkün kılınmaktadır.

Bu yönüyle TMK m.535:

  • Engelli bireylerin haklarına duyarlıdır,
  • İnsan onurunu korur,
  • İrade serbestisi ilkesini yaşatır,
  • Kamu düzeni ile bireysel haklar arasında denge kurar.

Ancak, uygulamada bu hüküm çoğu zaman şeklen yerine getirilmekte, memurlar ve tanıklar görevlerini yalnızca “formalite” olarak algılamakta, bu da vasiyetnamelerin geçersizliğiyle sonuçlanmaktadır. Oysa bu hüküm, yalnızca şekle ilişkin değil, aynı zamanda bir irade güvenlik sistemidir. Vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için yalnızca imzaların varlığı değil, vasiyet iradesinin tanıklarca ve memurca gerçekten gözlemlenmesi gereklidir.


XVIII. MADDENİN AMACI VE HUKUKİ RUHU

A. İrade Serbestisinin Korunması

TMK m.535, her bireyin -fiziki engelleri olsa dahi- ölümünden sonra malvarlığı hakkında karar verebilme hakkını teminat altına alır. Bu hak, anayasal düzeyde koruma altına alınmış özel mülkiyet hakkının bir uzantısıdır.

B. Engelli Haklarıyla Uyum

Bu hüküm, 2006 tarihli Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi ile tam bir uyum içindedir. Zira sözleşmeye göre taraf devletler, engelli bireylerin hukuki işlemlere katılımını kolaylaştıracak önlemler almakla yükümlüdür. TMK m.535, bu bağlamda pozitif ayrımcılık özelliği taşıyan bir düzenleme niteliğindedir.

C. Aile İçi Çatışmaların Önlenmesi

Miras uyuşmazlıkları Türkiye’de dava sayısı bakımından en yoğun alanlardan biridir. Özellikle mirasbırakanın vasiyetnamesine güven duyulmaması, mirasçılar arasında çatışmaları tetikler. TMK m.535, bu güvensizliği bertaraf etmeye yönelik şekli güvence sistemidir.


XIX. UYGULAMAYA YÖNELİK SOMUT ÖNERİLER

A. Noterlere ve Memurlara Yönelik Öneriler

  • Vasiyetname düzenlenirken sesli ve görüntülü kayıt alınması,
  • Tanıkların görev ve sorumlulukları hakkında yazılı bilgilendirme yapılması,
  • Vasiyet düzenleme sürecinin her aşamasının imza altına alınması,
  • Okuma ve beyan işlemlerinin zaman saat verisi ile kayıt altına alınması,

gibi tedbirler önerilmektedir.

B. Tanıklara Yönelik Öneriler

Tanıkların imzadan önce mutlaka:

  • Mirasbırakanın beyanını dinlemesi,
  • Vasiyetnamenin okunmasına aktif şekilde katılması,
  • Beyanları doğru ve eksiksiz şekilde imzalaması,

gerekmektedir. Bu sorumlulukları yerine getirmeyen tanıklar ileride hukuki ve cezai sorumluluk riskiyle karşılaşabilirler.

C. Mevzuata Yönelik Öneriler

  • TMK m.535’in uygulamasına ilişkin ayrıntılı bir yönetmelik çıkarılması,
  • Tanık niteliklerinin genişletilerek yeniden tanımlanması,
  • Noterlik Kanunu’na madde 535’e özel düzenlemeler eklenmesi,

uygulama bütünlüğünü sağlayacaktır.


XX. HUKUKİ RİSKLER VE TESPİT EDİLEN SAKINCALAR

TMK m.535’in usulüne uygun uygulanmaması hâlinde karşılaşılabilecek başlıca riskler şunlardır:

  1. Vasiyetnamenin iptali,
  2. Tasarrufun geçersiz sayılması,
  3. Mirasçıların hak kaybı,
  4. Lehine tasarrufta bulunulan kişilerin mirastan dışlanması,
  5. Memur ve tanıklar hakkında şikâyet veya dava açılması,
  6. Taraflar arasında geri dönüşü mümkün olmayan aile çatışmaları.

Bu sebeplerle bu hüküm, şekil şartı gibi görünse de aslında maddi sonuçları doğrudan etkileyen bir yapıdadır.


XXI. SONUÇ

Türk Medeni Kanunu’nun 535. maddesi, teknik görünümlü bir düzenleme olmasına karşın, aslında hukuki güvenlik, engelli hakları, özel mülkiyetin devamlılığı ve irade serbestisi gibi çok sayıda temel değerin kesişim noktasında yer almaktadır.

Uygulamada çoğu zaman göz ardı edilen bu hüküm, aslında en çok dikkat gösterilmesi gereken miras hukuku düzenlemelerinden biridir. Şekil şartlarına sıkı sıkıya bağlılığıyla, bireyin ölümünden sonra da iradesinin korunmasına katkı sağlar.

Bu nedenle, gerek vasiyetname düzenlemek isteyen bireyler gerekse bu sürece eşlik eden kamu görevlileri, tanıklar ve hukukçular, bu hükmün ruhunu ve pratiğini iyi kavramalıdır. Aksi hâlde şeklen geçerli görünen bir vasiyetnamenin bile iptali, miras bırakanın arzularının yok sayılması ile sonuçlanabilir.

Uyarı
Web sitemizdeki tüm makaleler ve içeriklerin telif hakkı Av. Yunus Emre ÖZTÜRK'e aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka mecralarda yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.
Sitemizde yer alan içerikler ile ilgili sorumluluk kabul etmemekle birlikte, makalede yer alan bilgiler ile ilgili mevzuatın ve uygulamanın değişme ihtimaline binaen konuyla ilgili tarafımızla iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir