Av. Yunus Emre ÖZTÜRK

TMK 182. Madde- Boşanma Davasında Hakimin Takdir Yetkisi

“Madde 182 – Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve
babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini
aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.
(Ek ikinci fıkra:24/11/2021-7343/37 md.) Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin
gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin
değiştirilebileceğini ihtar eder.
Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde,
çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve
eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda
tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesi, çocukların velayetinin ve kişisel ilişkilerinin düzenlenmesine ilişkin esasları ele almaktadır. Bu madde, çocuğun üstün yararını ön planda tutarak, boşanma veya ayrılık durumlarında ana ve baba arasındaki hak ve yükümlülüklerin nasıl düzenleneceğini belirlemektedir. Hukuki açıdan çok boyutlu bir çerçeve sunan bu madde, hem ebeveynlerin hak ve sorumluluklarını düzenler hem de çocuğun temel haklarını koruma altına alır. Aşağıda, bu maddenin unsurları ve uygulamada ortaya çıkabilecek durumlar ele alınmış ve yargı kararları ışığında bir değerlendirme yapılmıştır.

Madde Metninin Analizi

  1. maddenin ilk fıkrası, mahkemenin boşanma veya ayrılık karışında ana ve babanın görüşlerini alma yükümlülüğünü düzenlemektedir. Bu kapsamda, çocuk vesayet altındaysa vasi ve vesayet makamının da görüşleri alınmalıdır. Mahkeme, çocuğun üstün yararını esas alarak, ebeveynlerin haklarını ve kişisel ilişkilerini düzenlemekle yükümüldür. Burada dikkati çeken husus, mahkemenin bu kararı verirken bir şekilde çocuğun psikolojik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurması gereğidir.

Ebeveynlerin mahkeme karşısında özellikle dikkat etmesi gereken konulardan biri, çocuğun kendisine ait düşüncelerinin ve isteklerinin de göz önüne alınması gerektiğidir. Çocuğun yaşı, gelişim düzeyi ve duygusal durumu bu değerlendirmelerde kritik bir rol oynar. Mahkemeler, bu kararlarda genellikle uzman raporlarından yararlanır ve bu raporları esas alır.

Velayetin Değiştirilebileceği Uyarısı

Maddenin ışığında önemli bir başka konu, kişisel ilişki düzenlemelerinin gereğini yerine getirmeyen ebeveynin velayet hakkının değiştirilebileceği ihtarıdır. Bu düzenleme, çocuğun menfaatlerinin zedelenmesini önlemek amacıyla getirilmiştir. Mahkemenin bu uyarıyı yapması, ebeveynlerin çocuk ile olan ilişkilerinde sorumluluklarına dikkat etmelerini sağlamak açısından caydırıcı bir etki yaratabilir.

Bu uyarı, özellikle kişisel ilişkiyi engelleyen veya bu ilişkilerin uygulanmasına mani olan ebeveynler için hukuki bir yaptırım niteliği taşır. Çocuğun diğer ebeveyn ile kişisel ilişki kurmasını engellemek, hem çocuğun hem de diğer ebeveynin anayasal haklarını ihlal edebilir. Bu nedenle, mahkemeler bu tür durumlarda çocuğun yararına olacak şekilde daha katı tedbirler alabilir.

Kişisel İlişki Düzenlemesinde Çocuğun Yararlıları

Velayet kendisine verilmeyen ebeveyn ile çocuk arasındaki kişisel ilişkilerin düzenlenmesinde, çocuğun sağlık, eğitim ve ahlâkının korunması esas alınmaktadır. Bu bağlamda mahkemeler, çocuğun psikososyal gelişimi ve duygusal sağlığı açısından olumsuz bir etki yaratmayacak kararlar alır. Ayrıca, velayeti elinde bulundurmayan ebeveynin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma zorunluluğu getirilmiştir. Bu, çocuğun maddi anlamda mahrumiyet yaşamamasını temin eder.

Kişisel ilişki düzenlemelerinde mahkemeler, genellikle ebeveynler arasında uzlaşma sağlamaya önem verir. Ancak uzlaşma sağlanamadığı durumlarda, mahkeme kendi takdir yetkisini kullanarak çocuğun en az zarar göreceği bir düzenleme yapmak zorundadır. Çocuğun ebeveynlerinden biriyle kişisel ilişki kuramaması, ilerleyen yıllarda psikolojik sorunlara neden olabilir. Bu nedenle, mahkemelerin karar verirken uzman görüşlerine başvurması ve çocuğun menfaatlerini ön planda tutması kritik bir öneme sahiptir.

İrat Biçiminde Ödeme Kararı

Mahkeme, istem halinde, çocuğun bakım ve eğitim giderlerinin irat biçiminde ödenmesine karar verebilir. Bu karar, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre gelecekte yeniden güncellenebilir. Bu hüküm, tarafların değişen mali koşullarına uyum sağlayan esnek bir yapı sunar ve çocuğun ekonomik haklarını koruma altına alır.

Bu noktada, mahkemenin takdir yetkisi oldukça geniştir. Çocuğun ihtiyaçları, tarafların mali durumları ve sosyal statüleri, mahkemenin irat miktarını belirlerken dikkate aldığı önemli unsurlar arasındadır. Bu düzenleme, çocuğun refahını ve geleceğini garanti altına almak için getirilen bir tedbirdir.

Yargı Kararlarından Örnekler

Yargıtay, çoğu kararında çocuğun üstün yararını merkeze alan yaklaşımlar benimsemiştir. Örneğin, bir kararında (…) kişisel ilişkiler nedeniyle çocuğun duygusal gelişimi olumsuz etkilenmişse, mahkemenin bu durumu değerlendirmesi ve kişisel ilişki düzenlemesini yeniden ele alması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Benzer şekilde, Yargıtay’ın başka bir kararında, kişisel ilişkiyi düzenleyen kararların uygulanmaması durumunda velayetin değiştirilebileceğine dair ihtarın önemine dikkat çekilmiştir.

Yargı kararlarında öne çıkan bir başka konu da, ebeveynlerin çocuğun eğitim giderlerine katılma zorunluluğunu yerine getirmemesi durumunda alınacak tedbirlerdir. Mahkemeler, bu gibi durumlarda çocuğun menfaatlerini korumak amacıyla ebeveynlerin mal varlıklarına el konulması gibi yaptırımlar uygulayabilir.

Sonuç

Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesi, çocuğun üstün yararını koruma amacıyla önemli düzenlemeler içermektedir. Mahkemelerin bu maddeyi uygularken, ebeveynlerin sorumluluklarını ve çocuğun haklarını dengeleyen kararlar alması kritik öneme sahiptir. Bu düzenlemeler, hem ebeveynlerin çocukları ile olan ilişkilerini hem de çocukların geleceğini olumlu yönde etkileyebilir. Ancak, hukuki sorunların karmaşıklığı ve yapılabilecek hataların geri dönülemez sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, alanında uzman bir hukukçudan yardım alınması önerilmektedir.

Uyarı
Web sitemizdeki tüm makaleler ve içeriklerin telif hakkı Av. Yunus Emre ÖZTÜRK'e aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka mecralarda yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.
Sitemizde yer alan içerikler ile ilgili sorumluluk kabul etmemekle birlikte, makalede yer alan bilgiler ile ilgili mevzuatın ve uygulamanın değişme ihtimaline binaen konuyla ilgili tarafımızla iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir