TMK 763. Madde- Mülkiyetin Nakli- Zilyetliğin Devri
“Madde 763- Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir.
Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin
mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile, zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hâllerde o
şeyin maliki olur.”
1. GİRİŞ
Mülkiyet hakkı, hem Anayasa hem de Türk Medeni Kanunu tarafından koruma altına alınmış temel bir ayni haktır. Mülkiyet hakkının taşınır eşya üzerinde kurulması, devredilmesi veya sona erdirilmesi; hem malvarlığı hukukunun hem de günlük hayatın temel meselelerinden biridir. Türk Medeni Kanunu’nun 763. maddesi, taşınır mülkiyetinin nakli için gereken unsurları ve istisnai olarak iyiniyetli üçüncü kişilerin korunması ilkesini düzenlemektedir.
Bu hüküm, taşınır mülkiyetinin devrinde kural olarak zilyetliğin devrini aramakta; ancak bazı durumlarda devreden kişinin malik olmaması hâlinde dahi, iyiniyetli kişilere mülkiyetin geçmesini mümkün kılmaktadır. Makalemizin amacı, bu düzenlemeyi sistematik olarak açıklamak, ilgili kurumlarla ilişkisini kurmak ve uygulamadaki etkilerini değerlendirmektir.
2. KANUN METNİ VE HÜKMÜN SİSTEMATİĞİ
Türk Medeni Kanunu Madde 763:
“Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir.
Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile, zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hâllerde o şeyin maliki olur.”
Bu düzenlemenin sistematik olarak iki ayrı boyutu vardır:
- Asli kural: Taşınır mülkiyetinin devri için zilyetliğin devri gereklidir.
- İstisnai koruma: Malik olmayan kişiden iyiniyetli olarak zilyetlik devralan kişi, bazı hâllerde taşınırın maliki olur.
3. TAŞINIR MÜLKİYETİNİN DEVRİNDE ZİLYETLİK
3.1. Mülkiyetin Kazanılmasında Sebep ve İvazlı İşlem Ayırımı
Mülkiyetin kazanılması iki unsurdan oluşur:
- Hukuki sebep (causa): Satım, bağış, trampa gibi borç doğuran işlemdir.
- Hukuki sonuç (modus): Taşınır mallarda mülkiyetin devri için zilyetliğin devri gerekir.
Dolayısıyla borçlandırıcı işlem (örneğin satış sözleşmesi) mülkiyet geçişine sebep oluşturmaz; sadece taraflara borç yükler. Gerçek mülkiyet geçişi, zilyetliğin devri ile gerçekleşir.
3.2. Zilyetliğin Devri Şekilleri
Taşınır eşyanın zilyetliği aşağıdaki şekillerde devredilebilir:
- Fiilî teslim (teslim-tesellüm): Malın bizzat alıcıya fiziksel olarak verilmesi.
- Kısa elden teslim: Mal hâlihazırda alıcının zilyetliğinde ise, malik sıfatının kazanılması için beyan yeterlidir.
- Zilyetliğin havalesi: Mal üçüncü kişinin elinde ise ve artık onun zilyetliği alıcı adına gerçekleşiyorsa.
- Emtiayı temsil eden senetlerin devri: Konşimento, makbuz senedi vb. belgelerle yapılan devralmalar.
4. MALİK OLMAYAN KİŞİDEN KAZANIM VE İYİNİYET
4.1. Hükmün Felsefesi ve Amaçları
TMK m. 763/2, mülkiyet hakkının güvenlik ilkesiyle çatışabileceği durumları düzenler. Ticari hayatın işlerliği, piyasa güveni ve işlem kolaylığı için iyiniyetli alıcıların korunması bir gereklilik hâline gelmiştir. Bu düzenleme, özellikle modern alışveriş sisteminde güven esasının temini amacıyla getirilmiştir.
4.2. Hükmün Uygulama Şartları
Malik olmayan kişiden taşınır mülkiyetinin kazanılması için şu koşullar gereklidir:
- Zilyetliğin devri: Mal, fiilen veya hukuken devralınmış olmalıdır.
- Malik olma iradesiyle devralma: Alıcı, malı mülkiyet amacıyla devralmış olmalıdır.
- İyiniyet: Alıcı, devredenin malik olmadığını bilmiyor ve bilmesi gerekmiyorsa.
- Zilyetlik hükümlerine göre kazanımın korunduğu bir hâl olmalı: Yani kanunen bu tür devirle kazanım geçerli sayılıyor olmalı.
4.3. İyiniyetin Değerlendirilmesi
İyiniyet kavramı TMK m. 3’te tanımlanmıştır. Buna göre, bir hakkın doğmasına veya kazanılmasına ilişkin iyi niyet, hakkın doğduğu veya kazanıldığı anda mevcut olmalı ve dürüst bir kişinin gösterdiği dikkat ve özenle hareket edilmelidir. Dolayısıyla, alıcının malın çalıntı ya da kayıp olduğunu bilecek durumda olması durumunda iyiniyetten söz edilemez.
5. HÜKÜM DOĞURMAYAN KAZANIMLAR – KORUNMAYAN HÂLLER
Aşağıdaki durumlarda TMK m. 763 uyarınca mülkiyet kazanımı mümkün değildir:
- Çalıntı malın kazanımı: Zilyetlik çalınarak elde edilmişse, zilyetlik hükümleri geçerli olmaz.
- Zorla alınan mallar: Gasp gibi fiillerle elde edilen mallarda iyiniyetli kazanım mümkün değildir.
- Kayıp mallar: Kayıp eşyanın zilyetliği devredilse bile malik iyiniyetli kişiye karşı istihkak davası açabilir.
Ancak bazı istisnalar mevcuttur. Örneğin;
- Pazardan veya açık artırmadan alınan malda, iyiniyetli kazanım istisnai olarak korunur.
6. İLGİLİ HÜKÜMLERLE İLİŞKİLENDİRME
- TMK m. 764 (Pazardan veya Müzayededen Kazanım): Mal, pazardan veya müzayededen iyiniyetle alınmışsa, malik olmayan kişiden yapılan devir geçerli olabilir.
- TMK m. 765 (Malikin İstihkak Davası): Malik, iyi niyetli kişiye karşı belirli sürede dava açmazsa malı geri alamaz.
7. UYGULAMADAN ÖRNEKLER VE YARGI KARARLARI
Örnek 1:
Bir arkadaşınızdan ödünç aldığınız kol saatini, üçüncü kişiye sattığınızda ve bu kişi iyiniyetli olarak bu saati satın almışsa, artık saatin maliki olur.
Örnek 2:
Bir hırsız, çaldığı telefonu sokakta satar ve alıcı da hiçbir şüphe taşımadan telefonu satın alırsa, alıcı iyi niyetli olsa dahi mülkiyet kazanımı mümkün değildir.
Örnek 3:
Bir ikinci el mağazasından alınan çamaşır makinesi sonradan çalıntı çıkarsa, alıcı, işlemin bir ticari faaliyete dayanması ve açıkça iyi niyetli olması şartıyla korunabilir.
8. UYGULAMADA SORUNLAR VE ELEŞTİRİLER
- İyiniyetin Sübjektifliği: İyiniyet değerlendirmesi subjektif olduğu için, mahkemeler arasında uygulama farklılıkları oluşabilmektedir.
- Hak sahibinin mağduriyeti: Gerçek malik, eşyasını kaybetmiş ya da çaldırmışsa, iyi niyetli kişi malı iade etmeyebilir; bu da mülkiyet hakkını zedeler.
- Kayıt sisteminin yokluğu: Taşınır mallar için merkezi bir sicil sistemi olmadığından, alıcıların mülkiyet kontrolü yapma imkânı yoktur.
9. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
TMK m. 763, taşınır eşyanın mülkiyet devrinde basitlik, açıklık ve işlem güvenliği getiren bir düzenlemedir. Zilyetliğin devri esas alınmakta, ancak belirli şartlar altında malik olmayan kişiden dahi mülkiyet kazanımı mümkün olabilmektedir. Bu düzenleme, modern ekonomik ve ticari ilişkilerde güveni artırsa da, bazı durumlarda mülkiyet hakkının zedelenmesi riskini barındırmaktadır.
Yargı içtihatlarının bu hükmü uygularken, malik hakkı ile iyiniyetli üçüncü kişinin menfaatini dengeleyici nitelikte olması büyük önem arz eder. Taşınır alışverişlerinde tarafların temkinli davranması, özellikle değerli taşınırlar için fatura, satış sözleşmesi gibi belgelerin saklanması önemlidir.
Sonuç olarak, taşınır mülkiyetinin devri ve kazanımı konusu, hem medeni hukukun temel ilkelerine hem de ticari güvenliğe doğrudan etki eden hassas bir yapıya sahiptir. Bu alanda atılacak her adım, hak kayıplarının önlenmesi bakımından dikkatle değerlendirilmelidir. Gerektiğinde, bir hukukçudan destek alınması, ileride telafisi güç hukuki sonuçların önüne geçilmesi bakımından elzemdir.