TMK 339. Madde- Velayetin Kapsamı
“Madde 339- Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz
önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.
Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.
Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli
konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan
alınamaz.
Çocuğun adını ana ve babası koyar.”
Giriş Türk Medeni Kanunu Madde 339, ana ve babanın çocuk üzerindeki hak ve yükümlülüklerini düzenlemekte olup, çocuğun korunması, bakımı ve yetiştirilmesine ilişkin temel ilkeleri ortaya koymaktadır. Aile hukuku çerçevesinde, ebeveynlerin çocuk üzerindeki hakları ve çocuğun aile içindeki konumu, modern hukuk sistemlerinde büyük önem taşımaktadır. Bu makalede, söz konusu madde hukuki perspektiften ele alınacak, yargı kararları ışığında değerlendirilecek ve uygulamadaki yeri incelenecektir. Ayrıca, bu madde ile ilgili uluslararası düzenlemeler ve benzer yabancı hukuk sistemleriyle karşılaştırmalar yapılacaktır.
1. Ana ve Babanın Çocuğa Yönelik Hak ve Yükümlülükleri Türk Medeni Kanunu Madde 339, ana ve babanın çocuğun menfaatlerini göz önünde bulundurarak ona bakma ve eğitme yükümlülüğünü düzenlemektedir. Ebeveynler, çocuğun fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini desteklemekle yükümlüdür. Çocuğun sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için, eğitim, sağlık ve psikososyal gelişimi gözetilmeli, her türlü ihmal ve istismardan korunmalıdır. Bu yükümlülük, ebeveynlerin keyfi bir yetkisi olmayıp, çocuğun yararına olacak şekilde kullanılması gereken bir haktır.
Bu bağlamda, ebeveynlerin çocuğun eğitim hayatına doğrudan katkı sunması, onun akademik ve mesleki gelişimini desteklemesi önem arz etmektedir. Günümüzde eğitim sistemlerinin giderek çeşitlenmesiyle birlikte, ebeveynlerin çocukları için doğru eğitim modellerini seçme sorumluluğu artmıştır. Çocuğun karakterine, yeteneklerine ve ilgi alanlarına uygun bir eğitim almasını sağlamak, ebeveynin temel görevlerinden biridir. Bunun yanı sıra, çocuğun sosyal gelişimi de ebeveynler tarafından desteklenmelidir. Çocukların sosyal becerilerinin gelişmesi, arkadaşlık ilişkilerini sağlıklı bir şekilde kurabilmesi ve toplum içinde etkin bir birey olabilmesi için ebeveynlerin rehberlik etmesi büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca, çocuğun psikolojik ve duygusal gelişimi ebeveynlerin ilgisiyle doğrudan ilişkilidir. Çocuklar, duygusal ihtiyaçlarının karşılanmadığı bir ortamda büyüdüklerinde, ilerleyen yıllarda ruhsal sorunlarla karşı karşıya kalabilirler. Bu nedenle, ebeveynlerin sevgi, şefkat ve anlayış ile çocuğa yaklaşmaları gerekmektedir. Bunun yanında, çocukların disiplin anlayışlarının oturması açısından da ebeveynlerin tutarlı bir yaklaşım sergilemeleri önemlidir. Aşırı baskıcı ya da aşırı serbest bırakılan çocuklar, ilerleyen yaşlarda çeşitli kişilik sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirler.
2. Çocuğun Ana ve Babasına Karşı Yükümlülükleri Kanuna göre çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür. Bu düzenleme, ebeveyn-evlat ilişkisinde disiplinin ve saygının korunmasını amaçlamaktadır. Ancak bu hükmün mutlak olmadığı, yani ebeveynin keyfi uygulamalarını çocuğa zorla dayatamayacağı da unutulmamalıdır. Çocuk, ebeveynlerine karşı saygılı ve sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir. Bununla birlikte, ebeveynler de çocuğun bireysel haklarına saygı göstermeli ve onun özgür iradesini desteklemelidir.
Çocuk haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelere göre, çocuğun birey olarak gelişimi teşvik edilmelidir. Örneğin, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye göre, çocukların kendi fikirlerini ifade etme hakkı bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu da çocuğun olgunluk derecesine göre kendi hayatına dair kararlar almasına olanak tanımaktadır. Çocuğun fikirlerinin ebeveynler tarafından dikkate alınması, demokratik bir aile yapısının oluşmasına katkı sağlar. Çocukların psikolojik gelişimlerini olumsuz etkilememek adına, ebeveynlerin disiplin sağlarken şiddet veya baskıcı yöntemlerden kaçınmaları gerekmektedir.
3. Çocuğun Hayatını Düzenleme Hakkı Ana ve baba, çocuğun olgunluğu ölçüsünde hayatını düzenleme hakkı tanımalıdır. Bu, çocuğun bireysel gelişiminin desteklenmesi ve kendi kararlarını verebilmesine olanak sağlanması anlamına gelir. Hukukun bu yönde bir ilke belirlemesi, çocuğun küçük yaşta bağımsız kararlar alabilmesini teşvik etmekle birlikte, ebeveynin rehberlik rolünü de korumaktadır. Bu bağlamda, çocuğun kişisel tercihleri, eğitim hayatı ve meslek seçimi gibi konular ebeveynler tarafından dikkate alınmalı ve desteklenmelidir.
Özellikle ergenlik döneminde, bireyselleşme sürecinin desteklenmesi önemlidir. Çocuk, kişisel gelişimi için bağımsız kararlar alabilmeli ve ebeveynler bu süreçte rehberlik edici bir rol üstlenmelidir. Aksi takdirde, aşırı baskıcı ebeveyn tutumları, çocuğun ilerleyen yaşlarda özgüven eksikliği yaşamasına ve sağlıklı bir birey olarak gelişiminin önünde engel teşkil edebilir.
4. Çocuğun Evi Terk Etme ve Alıkonma Durumu Türk Medeni Kanunu Madde 339, çocuğun ebeveynlerinin rızası olmadan evi terk edemeyeceğini ve yasal bir sebep olmadıkça onlardan alınamayacağını belirtmektedir. Bu düzenleme, aile bütünlüğünü koruma ve çocuğun istismar edilmesini önleme amacı taşımaktadır. Ancak, ebeveynlerin çocuğa karşı ihmal veya kötü muamelede bulunması gibi durumlarda, mahkeme karşısında çocuğun koruma altına alınması mümkün olmaktadır. Çocuğun güvenliği açısından devletin yetkili kurumları devreye girerek gerekli önlemleri alabilmektedir.
Sonuç Türk Medeni Kanunu Madde 339, aile hukukunun temel ilkelerinden biri olup, ebeveynlerin çocuklarına karşı olan sorumluluklarını ve çocuğun haklarını belirlemektedir. Hukuki konuların karmaşıklığı ve yanlış yorumlanması halinde geri dönüşü olmayan sonuçlar doğabileceğinden, uzman bir hukukçudan destek alınması önerilir.