Av. Yunus Emre ÖZTÜRK

TMK 321. Madde- Soyadı

“Madde 321- Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; soyadını taşır. Ancak, ana önceki
evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.”

GİRİŞ

Soyadı, bireylerin kimliklerinin ayrılmaz bir parçası olup hukuk sistemlerinde çeşitli düzenlemelere tabi tutulmuştur. Özellikle çocukların soyadının belirlenmesi, ebeveynlerinin medeni durumuna ve hukuki statülerine göre çeşitlenmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesi, evlilik birliği içerisinde doğan çocukların soyadına ilişkin hukuki düzenlemeleri ele almaktadır. Bu makalede, ilgili madde ayrıntılı olarak incelenecek, uygulamadaki sorunlar, Soyadı Kanunu’ndaki diğer düzenlemeler, uluslararası hukukla karşılaştırmalar ve Yargıtay kararları ile konuya ışık tutulacaktır.


I. TÜRK MEDENİ KANUNU MADDE 321’İN İÇERİĞİ VE AMACI

Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesi şu şekilde düzenlenmiştir:

“Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.”

Bu maddeye göre, evlilik birliği içinde doğan çocuklar, babanın soyadını almakta; ancak annenin çifte soyadı bulunması durumunda, çocuğun annenin bekârlık soyadını taşıyacağı belirtilmektedir. Bu düzenleme, soyadının nesep bağlantısına göre belirlenmesi amacını taşır. Ancak uygulamada, bu düzenleme birtakım hukuki sorunları ve eşitlik ilkesine ilişkin tartışmaları da beraberinde getirmektedir.

Bu madde, Türk hukuk sisteminde nesep bağı ile doğrudan ilişkili olup, çocuğun toplum içerisindeki statüsünü belirleyen bir düzenlemedir. Ancak modern hukuk ilkeleri doğrultusunda incelendiğinde, bu düzenlemenin cinsiyet eşitliği açısından eleştirilebilecek bazı yönleri bulunmaktadır. Günümüzde, bazı Avrupa ülkelerinde ebeveynlerin ortak kararlarıyla çocuklarına soyadı seçme hakkı tanınmakta olup, Türkiye’de de bu yönde düzenlemeler yapılması gerektiği tartışılmaktadır.


II. SOYADI KANUNU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Soyadı Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme sürecinde 1934 yılında kabul edilmiş ve vatandaşların bir soyadı taşımasını zorunlu hale getirmiştir. Bu kanunun temel amacı, bireylerin kimliklerini daha düzenli bir şekilde belirlemek ve idari işlemlerde kolaylık sağlamaktır. Kanunun ilk yürürlüğe girdiği dönemde, soyadı belirleme hakkı esas olarak erkeklere verilmiş, kadınların ise evlilik yoluyla soyadı değişiklikleri belirli kurallara bağlanmıştır.

Bu çerçevede, Soyadı Kanunu’nun modern hukuk ilkeleri doğrultusunda geliştirilmesi ve kadınların soyadı üzerindeki haklarının genişletilmesi yönünde çeşitli yargı kararları ve düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Ancak günümüzde hala kadınların kendi soyadlarını çocuklarına vermesi konusunda çeşitli sınırlamalar bulunmaktadır.

Dünya genelinde soyadı sistemleri farklı uygulamalara sahiptir. Örneğin, İspanya ve bazı Latin Amerika ülkelerinde çocuklar hem anne hem de babanın soyadını alırken, Fransa gibi bazı ülkelerde soyadı seçiminde ebeveynlere geniş bir özgürlük tanınmaktadır. Türkiye’nin mevcut düzenlemesi, babanın soyadının esas alınması yönünde olup, kadının bu konudaki haklarını sınırlayan bir yapıya sahiptir.


III. TÜRK HUKUKUNDA SOYADI KURALLARI VE ANAYASAL EŞİTLİK İLKESİ

A. Kadının Soyadı Konusunda Hukuki Durumu

Türk Medeni Kanunu’na göre, evlenen kadının kocasının soyadını alması zorunlu tutulmuş ancak kadının evlilik öncesindeki soyadını da kullanabilmesine izin verilmiştir. Ancak, çocukların soyadının belirlenmesi konusunda bu özgürlük kadınlara tanınmamış, çocukların doğrudan babanın soyadını alması esası kabul edilmiştir.

B. Eşitlik İlkesi ve Soyadı Meselesi

Tüm bireylerin yasa önünde eşit olduğu kabul edilmesine rağmen, kadınların çocuklarına soyadlarını vermeleri hususunda yaşanan sıkıntılar, eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına göre, kadının da çocuğuna kendi soyadını verebilmesi hakkının olması gerekmektedir.

C. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2022 tarihli bir kararında şu ifadelere yer verilmiştir:

“Çocuğun en yüksek yararı, sadece babanın soyadını taşımasını öngören kural ile yeterli düzeyde sağlanamamaktadır. Annenin de çocuğuna soyadını verme hakkı bulunduğundan, bu konuda taleplerin mahkemelerce ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.”

Bu karar, kadınların soyadı üzerindeki haklarını güçlendirmek adına önemli bir adımdır. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi de kadınların soyadı kullanma haklarına ilişkin bireysel başvurularda çeşitli iptaller yapmış ve mevcut düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.


IV. MEVCUT UYGULAMALAR VE ÖNERİLER

  1. Anayasal Eşitlik ve Kadının Soyadı Kullanma Hakkı
    • Kadınların çocuklarına kendi soyadlarını verebilmeleri yönünde düzenlemeler yapılmalı ve eşitlik ilkesi sağlanmalıdır.
  2. Mevzuatta Değişiklik İhtiyacı
    • Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesine ek olarak, eşlerin ortak kararıyla çocukların soyadlarını belirleme hakkı tanınmalıdır.
  3. Uluslararası Uygulamaların İncelenmesi
    • Avrupa ülkelerindeki soyadı uygulamaları göz önünde bulundurularak hukuki düzenlemeler yeniden şekillendirilmelidir.
  4. Toplumsal Farkındalık ve Hukuki Bilinçlenme
    • Soyadı konusunda toplumsal farkındalığın artırılması için hukuki bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır.

SONUÇ

Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesi, çocuğun soyadına ilişkin temel düzenlemeleri içerse de, anayasal eşitlik ilkesi ve bireysel haklar açısından eksiklikler taşımaktadır. Soyadı Kanunu ve ilgili mevzuat, hukukun evrensel ilkeleri ve değişen toplumsal yapılar göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmelidir. Kadınların da çocuklarına soyadlarını verebilmeleri yönündeki talepler, hukukun gelişimi açısından dikkate alınmalıdır.

Hukuki konuların karmaşıklığı göz önünde bulundurularak, uzman bir hukukçudan danışmanlık alınması önem arz etmektedir.

Uyarı
Web sitemizdeki tüm makaleler ve içeriklerin telif hakkı Av. Yunus Emre ÖZTÜRK'e aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka mecralarda yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.
Sitemizde yer alan içerikler ile ilgili sorumluluk kabul etmemekle birlikte, makalede yer alan bilgiler ile ilgili mevzuatın ve uygulamanın değişme ihtimaline binaen konuyla ilgili tarafımızla iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir