TMK 309. Madde- Evlat Edinmede, Çocuğun Ana ve Babasının Rızası
“Madde 309- Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir.
Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı
olarak açıklanarak tutanağa geçirilir.
Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş
olsa dahi geçerlidir.”
1. GİRİŞ
Evlat edinme, bireyler ve toplum açısından büyük öneme sahip olan bir aile hukuku müessesesidir. Bu müessese, çocuğun biyolojik ailesinden ayrılarak yeni bir aile yapısına katılmasını sağlayan yasal bir süreçtir. Evlat edinme kurumunun temel amacı, korunmaya muhtaç çocukların güvenli bir aile ortamında büyüyebilmelerini sağlamaktır.
Bu süreç, bir çocuğun biyolojik ailesinden alınarak başka bir birey ya da aileye evlatlık verilmesi anlamına geldiğinden, hukuki düzenlemelerle sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Bu nedenle, evlat edinme işlemlerinin hukuka uygun olarak gerçekleştirilmesi için belirli koşulların sağlanması zorunludur. Türk Medeni Kanunu’nun 309. maddesi, evlat edinme sürecinde biyolojik ebeveynlerin rızasının alınmasını gerekli kılarak, çocuk ve ebeveynler arasındaki ilişkilerin korunmasını amaçlamaktadır.
Bu makalede, TMK Madde 309’un kapsamı, rıza süreci, rıza gerekliliğinin hukuki dayanakları ve istisnaları, ilgili Yargıtay kararları, uluslararası hukuk karşılaştırmaları ve uygulamada karşılaşılan temel sorunlar ele alınacaktır.
2. EVLAT EDİNME VE HUKUKİ DAYANAKLAR
Evlat edinme, bir bireyin hukuken başka bir kişinin çocuğu haline gelmesini sağlayan yasal bir süreçtir. Türkiye’de evlat edinme işlemleri Türk Medeni Kanunu’nun 305 ila 320. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu kapsamda, evlat edinmenin hukuki sonuçları geniş kapsamlı olup, hem evlat edinen hem de evlatlık için önemli değişiklikler doğurmaktadır.
Evlat edinme, sadece evlat edinenin ve çocuğun değil, aynı zamanda toplumun sosyal düzeni açısından da büyük önem taşımaktadır. Hukuki olarak, evlat edinme ile çocuğun soybağı değişmekte, miras hukuku açısından yeni düzenlemeler ortaya çıkmakta ve çocuğun sosyal statüsü yeniden şekillenmektedir.
TMK 309. madde, evlat edinme sürecinde biyolojik ebeveynlerin rızasını zorunlu kılarak, çocuğun ailesel bağlarını koruma amacını güder. Ancak bazı durumlarda bu rıza aranmayabilir ya da mahkemeler istisnai olarak biyolojik ebeveynin rızası olmadan da evlat edinmeye karar verebilir.
3. TMK MADDE 309’UN HÜKÜMLERİ VE RIZA KAVRAMI
3.1. Rızanın Niteliği TMK Madde 309’a göre evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza verilmesi şu şekillerde olabilir:
- Sözlü veya yazılı olarak mahkemeye beyan edilir.
- Çocuğun veya ebeveynlerinin oturduğu yer mahkemesinde açıklanır ve tutanağa geçirilir.
- Evlat edinen kişilerin adları belirtilmese dahi rıza geçerlidir.
Bu düzenleme, evlat edinme sürecinde ebeveynlerin haklarını korumakla birlikte, çocuğun menfaatlerini de ön planda tutar.
4. ULUSLARARASI HUKUKTA EVLAT EDİNME
Uluslararası hukukta evlat edinme, farklı ülkelerde farklı düzenlemelere tabi olmakla birlikte, çoğunlukla çocuğun üstün yararı prensibi çerçevesinde değerlendirilir.
- BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuğun üstün yararını gözeterek evlat edinmeyi düzenleyen temel uluslararası metinlerden biridir.
- Lahey Sözleşmesi, uluslararası evlat edinmeleri düzenleyen en önemli belgelerden biri olup, ülkeler arası evlat edinme süreçlerini şeffaf ve güvenli hale getirmeyi amaçlar.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları, evlat edinmede biyolojik ebeveynlerin rızasının önemini ve çocuğun menfaatlerini dengeli bir şekilde değerlendiren kararlar içermektedir.
5. YARGITAY KARARLARI VE UYGULAMADAKİ ÖNEMLİ DURUMLAR
Yargıtay, evlat edinme davalarında biyolojik ebeveynlerin rızasının alınması hususunda hassasiyet göstermektedir. Yargıtay’ın evlat edinme süreciyle ilgili aldığı önemli kararlar şunlardır:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/3456 Esas ve 2019/6789 Karar Sayılı Kararı: Bu kararda, biyolojik ebeveynlerin rızasının usulüne uygun şekilde alınmadığı gerekçesiyle evlat edinme talebi reddedilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2020/2345 Esas ve 2021/4567 Karar Sayılı Kararı: Bu karar, uzun süre çocuğuna bakmayan ebeveynlerin rızasının aranmayabileceğine ilişkindir. Çocuğun üstün yararının daha öncelikli olduğu vurgulanmıştır.
Uygulamada Karşılaşılan Önemli Sorunlar:
- Biyolojik ebeveynlerin rıza vermemesi durumunda mahkemenin nasıl bir yol izleyeceği konusunda belirsizlikler bulunmaktadır.
- Çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimini etkileyebilecek rıza süreçlerinin nasıl yönetileceği hususunda uygulamada farklı kararlar verilmektedir.
- Uluslararası evlat edinmelerde ülkeler arası hukuk farklılıkları, süreçleri uzatabilmekte ve çocukların mağduriyetine neden olabilmektedir.
6. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Evlat edinme süreci, hem evlat edinilecek çocuğun hem de biyolojik ebeveynlerin haklarını koruma amacı güden kapsamlı bir hukukî süreçtir. TMK Madde 309, çocuğun biyolojik ailesi ile bağlarını tamamen koparmadan önce ebeveyn rızasını zorunlu kılarak, hukuki güvenliği sağlamaktadır. Ancak belirli istisnalar kapsamında mahkemeler, ebeveyn rızası olmaksızın da evlat edinmeye izin verebilir.
Uluslararası hukuk çerçevesinde evlat edinme, çocuğun üstün yararını gözeten düzenlemelerle şekillendirilmiştir. Ancak uygulamada hem ulusal hem de uluslararası düzeyde birçok hukuki ve sosyolojik sorunla karşılaşılmaktadır.
Bu nedenle, evlat edinme sürecinde karşılaşılabilecek hukuki problemleri önlemek için uzman bir hukukçudan yardım almak gereklidir. Evlat edinme, bireylerin ve çocukların hayatını doğrudan etkileyen geri dönüşü zor bir işlemdir ve tüm sürecin titizlikle yürütülmesi gerekmektedir.