TMK 197. Madde- Birlikte Yaşamaya Ara Verilmesi
“Madde 197 – Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya
ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin
istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve
eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak
hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri
düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.”
Giriş Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi, eşlerin birlikte yaşama zorunluluğuna getirilen istisnalardan birini düzenlemektedir. Bu maddeye göre, eşlerden biri ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya aile huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Ayrı yaşama hakkının kullanımı ve hukuki yansımaları, aile hukukunun önemli konuları arasındadır. Bu makalede, söz konusu hakkın temel dayanakları, uygulanma biçimi, mahkemeler tarafından alınabilecek önlemler ve emsal kararlar ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.
Ayrı Yaşama Hakkının Sebepleri Madde 197’de belirtilen ayrı yaşama hakkı, belirli koşullara bağlı olarak kullanılabilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
1. Kişiliğin Ciddi Biçimde Tehlikeye Düşmesi
- Eşlerden birinin diğerine karşı sürekli psikolojik veya fiziksel şiddet uygulaması.
- Baskı yapması ya da kişiliğini zedeleyen davranışlarda bulunması.
- Aile içinde psikolojik baskı ve manipülasyon uygulamalarının varlığı.
- Eşlerden birinin bağımlılık yapıcı maddeler kullanarak aileye zarar vermesi.
- Tehdit, şantaj veya aşırı kıskançlık gibi huzuru bozan tutumlar.
- Aile içinde cinsel, fiziksel veya ekonomik şiddet uygulamalarının artması.
2. Ekonomik Güvenliğin Tehlikeye Düşmesi
- Eşlerden birinin sorumsuz harcamalar yaparak aile bütçesini sarsması.
- Borçlanarak diğer eşi ekonomik olarak zor durumda bırakması.
- Malvarlığını kasten azaltma ve ortak yaşamı tehdit eden finansal kararlar.
- Eşin, ekonomik bağımsızlığını engelleyecek şekilde çalışmasına karşı çıkması.
- Aileyi ekonomik sıkıntıya sokan kötü niyetli harcamalar.
- Eşlerden birinin çalışmaması ve tüm yükü diğer eşin sırtına yüklemesi.
3. Aile Huzurunun Bozulması
- Ağır geçimsizlik, sürekli tartışmalar ve aile bireylerine zarar veren tutumlar.
- Çocukların ruhsal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyen ortamın oluşması.
- Aile içinde şiddet ve tacizin artması.
- Aile bireylerinin psikolojik sağlığını olumsuz etkileyecek şekilde huzursuz bir ortamın sürdürülmesi.
- Aile bireylerinin birbirine yabancılaşmasına yol açan tutumlar.
- Eşlerden birinin evlilik birlikteliğine uygun olmayan ilişkiler içinde bulunması.
Hâkimin Alabileceği Önlemler Ayrı yaşama hakkının kullanımı konusunda mahkemeye başvuran eş lehine hâkim tarafından çeşitli önlemler alınabilir:
1. Parasal Katkı:
- Ayrı yaşayan eşlerden birinin diğerine ekonomik destek sağlamasına karar verilebilir.
- Eşin yaşam standardını sürdürebilmesi için gerekli nafaka kararları alınabilir.
- Geçici veya sürekli nafaka bağlanabilir.
2. Konut ve Ev Eşyasından Yararlanma:
- Hâkim, eşlerden birine ortak konutta oturma hakkı tanıyabilir.
- Ev eşyalarının kullanım hakkına ilişkin düzenlemeler yapabilir.
- Konutun kiralanması ya da paylaşımı gibi alternatif çözümler getirilebilir.
- Konut kirasının hangi tarafça ödeneceğine karar verilebilir.
3. Mal Yönetimi:
- Eşlerin mallarının paylaşımı ve kullanımı ile ilgili kararlar alınabilir.
- Ekonomik sürecin dengeli yürütülmesi amacıyla koruma tedbirleri uygulanabilir.
- Mal rejiminin değiştirilmesine dair talepler değerlendirilebilir.
Haklı Sebep Olmaksızın Birlikte Yaşamaktan Kaçınma Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğer eşi ile birlikte yaşamaktan kaçınırsa ya da ortak hayat başka bir sebeple imkansız hale gelirse, diğer eş mahkemeden parasal katkı, konut ve ev eşyasından yararlanma ve malların yönetimi gibi taleplerde bulunabilir. Bu tür durumlarda, ayrılık sürecinde tarafların hak ve yükümlülükleri titizlikle değerlendirilmelidir. Eşlerden biri evlilik birliğini sürdürmeye istekli olsa dahi, diğer eşin evlilik sorumluluklarını yerine getirmemesi bu süreçte dikkate alınır.
Ergin Olmayan Çocukların Durumu Madde 197, ayrı yaşama hakkı kapsamında ergin olmayan çocukların durumuna da yer vermektedir. Hâkim, çocukların velayetini ve diğer ebeveynle ilişkisini düzenlemek için çeşitli tedbirler alabilir. Bu önlemler çocuğun menfaatine uygun olacak şekilde belirlenir. Çocuğun eğitimi, psikolojik ve fiziksel gelişimi göz önüne alınarak ebeveynlerin sorumlulukları ayrıntılı olarak düzenlenebilir. Çocukların velayetinin hangi ebeveynde kalacağı, nafaka düzenlemeleri ve görüşme hakları titizlikle belirlenmelidir. Çocukların ebeveynler arasındaki ihtilaflardan etkilenmemesi için uzman desteği alınabilir.
Emsal Kararlar ve Yargıtay Görüşleri Türk yargısında, Medeni Kanun’un 197. maddesi kapsamında verilen birçok emsal karar bulunmaktadır. Yargıtay kararlarında genellikle şu hususlar ön plana çıkmaktadır:
- Ayrı yaşama sebebi ispat edilmelidir: Mahkemeye başvuran tarafın, ayrı yaşama hakkını haklı kılacak gerekçelerini delillerle sunması gerekmektedir.
- Nafaka ve maddi destek hususunda hakkaniyet gözetilmelidir: Ayrı yaşayan eşin mağdur olmaması için gelir düzeyine uygun nafaka belirlenmelidir.
- Çocukların üstün yararı esastır: Velayet konusunda alınan tüm kararlar çocukların menfaatleri doğrultusunda şekillenir.
- Şiddet ve kötü muamele ayrılık kararının gerekçesi olabilir: Eşlerden birinin şiddet mağduru olması durumunda mahkemeler ayrılık talebini olumlu değerlendirmektedir.
Sonuç Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi, eşlerin ortak hayat nedeniyle yaşadıkları ciddi tehlikeler karşısında ayrı yaşama hakkını güvence altına almaktadır. Ancak bu hakkın kullanımının hukuki prosedüre uygun şekilde gerçekleştirilmesi önemlidir. Ayrı yaşama kararı alınırken mahkemelerin belirlediği önlemler eşlerin ve çocukların menfaatlerini koruma amacı taşımaktadır. Bu süreçte, tarafların haklarının korunması ve mağduriyet yaşanmaması için hukuki destek alınması gerekmektedir.
Hukuki konuların karmaşıklığı ve yapılacak hataların geri döndürülemez sonuçlar doğurabileceği göz önünde bulundurularak, bu konuda uzman bir hukukçudan destek alınması şiddetle önerilir.