Av. Yunus Emre ÖZTÜRK

TMK 194. Madde- Aile Konutu

“Madde 194- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira
sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin
müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla
ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.15
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş,
kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile
müteselsilen sorumlu olur.”

Giriş Aile konutu, evlilik birliği içinde eşlerin ortak yaşamlarını sürdükleri yer olarak büyük önem taşır. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi, aile konutunun korunmasına yönelik hükümler içermektedir. Bu hükümlerin temel amacı, eşlerin ortak yaşam alanlarının keyfi tasarruflara karşı korunmasıdır. Bu nedenle, aile konutu üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması, aile konutu şerhi ve ilgili Yargıtay kararları hukuki açıdan büyük önem taşımaktadır. Bu makalede, aile konutunun hukuki çerçevesi, eşlerin hak ve yükümlülükleri, aile konutuna yönelik tapu şerhi uygulaması ve kira ile edinilmiş aile konutlarına ilişkin düzenlemeler detaylı olarak incelenecektir.

Aile Konutunun Tanımı ve Önemi Aile konutu, eşlerin evlilik sürecinde birlikte yaşadıkları ve ortak hayatlarını devam ettirdikleri konuttur. Hukuken, aile konutu olarak kabul edilen taşınmaz, belirli koruyucu hükümlere tabi tutulmuştur. Aile konutunun korunması, özellikle mal rejimi, miras hukuku ve borçlar hukuku bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, aile konutu düzenlemesi, eşlerin ekonomik ve sosyal güvencelerini sağlamak adına geliştirilmiştir.

Aile konutunun önemi, özellikle evlilik birliğinin sona ermesi veya eşlerden birinin tasarruf yetkisini kötüye kullanması durumunda ortaya çıkmaktadır. Hukuk düzeni, aile konutunu keyfi satış ve devirlere karşı koruyarak eşlerden birinin tek taraflı işlem yapmasını sınırlandırmaktadır. Bu bağlamda, aile konutunun özel bir statüye sahip olduğu ve diğer taşınmazlardan farklı olarak hukuki güvence altına alındığı söylenebilir.

Aile konutunun korunmasına yönelik tedbirler, evlilik birliğinin devamı açısından olduğu kadar boşanma ve miras hukuku açısından da büyük önem taşır. Boşanma süreçlerinde, aile konutu üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlanması, özellikle ekonomik olarak daha zayıf olan eşin mağduriyet yaşamasını önlemek için gereklidir. Benzer şekilde, eşlerden birinin vefatı halinde, aile konutunun mirasçılar tarafından keyfi tasarruflara konu edilmesini engellemek amacıyla da belirli yasal güvenceler sağlanmaktadır.

Bu noktada, özellikle aile konutunun miras hukuku açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Miras paylaşımı sırasında, sağ kalan eşin mağdur olmaması adına aile konutu üzerindeki koruyucu tedbirler devreye girer. Türk Medeni Kanunu’nda bu konu açıkça düzenlenmiş olup, mirasçılar aile konutunu keyfi olarak elden çıkaramazlar. Sağ kalan eşin, yasal mirasçılar ile bu konut üzerindeki haklarının korunması için hukuk düzenlemeleri belirlenmiştir.

Aile Konutu Üzerindeki Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi, eşlerden birinin diğer eşin açık rızası olmaksızın aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceğini, aile konutunu devredemeyeceğini veya konut üzerindeki hakları sınırlayamayacağını hükme bağlamaktadır. Bu düzenleme, evlilik birliği içindeki ekonomik dengenin korunmasını ve aile bireylerinin mağdur olmasının önlenmesini amaçlamaktadır.

Bu hüküm çerçevesinde, malik olan eş, diğer eşin izni olmadan aile konutunu:

  • Satamaz,
  • Kiraya veremez,
  • İpotek ettiremez,
  • Başka bir kişiye devredemez.

Bu sınırlamaların temel gerekçesi, aile bireylerinin barınma hakkının korunmasıdır. Zira, aile konutu üzerindeki mülkiyet hakkı, sadece malik olan eşin tasarruf yetkisiyle değil, evlilik birliğinin korunması amacıyla sınırlandırılmıştır.

Hâkim Müdahalesi ve Hukuki Çözümler Eğer bir eş, diğer eşten haklı bir sebep olmadan rıza alamıyorsa, hâkim müdahalesini talep edebilir. Mahkemeye yapılan başvurular neticesinde hâkim, mevcut durumları değerlendirerek, somut olaya özgü çözümler getirebilir. Hâkim, aşağıdaki hususları göz önünde bulundurarak karar verecektir:

  • Eşin rıza vermeme gerekçeleri,
  • Aile konutunun korunma ihtiyacı,
  • Eşlerin ekonomik durumları,
  • Çocukların durumu.

Hâkim, aile konutunun korunmasını gerektiren sebeplerin bulunması halinde, malik eşin tek taraflı tasarruf yetkisini sınırlandırabilir ve işlemin geçersiz sayılmasına karar verebilir.

Aile Konutu Şerhi ve Hukuki Sonuçları Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz, eşlerden birinin mülkiyetinde bulunuyorsa, diğer eş tapu müdürlüğüne başvurarak tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasını talep edebilir. Bu şerh sayesinde malik eş, diğer eşin rızası olmadan konutu satamaz veya üzerinde tasarrufta bulunamaz. Aile konutu şerhi, malik eşin ekonomik durumunu kötüye kullanmasını önleyerek diğer eşin barınma hakkını garanti altına alır.

Bu şerhin konulabilmesi için şu belgeler gereklidir:

  • Evlilik cüzdanı veya nüfus kayıt örneği,
  • Aile konutu olduğuna dair muhtardan veya belediyeden alınmış belge,
  • Tapu kayıtları.

Kira ile Sağlanan Aile Konutları Aile konutu bir kira sözleşmesi ile edinilmişse, kira sözleşmesinin tarafı olmayan eş, kiralayana yazılı bildirimde bulunarak sözleşmenin tarafı hâline gelebilir. Bu durumda, bildirimde bulunan eş, diğer eşiyle birlikte kira bedelinden müteselsilen sorumlu olur.

Sonuç Aile konutu üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması, evlilik birliğini ve aile bireylerini koruma amacı güden önemli bir düzenlemedir. Tapuda aile konutu şerhi konulması ve kira sözleşmelerinde eşlerin haklarının korunması, hukuki güvence sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Aile konutu ile ilgili hak kayıplarının önlenmesi için ilgili yasal düzenlemelerin bilinmesi ve gerektiğinde uzman bir hukukçudan destek alınması önerilmektedir.

Uyarı
Web sitemizdeki tüm makaleler ve içeriklerin telif hakkı Av. Yunus Emre ÖZTÜRK'e aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka mecralarda yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.
Sitemizde yer alan içerikler ile ilgili sorumluluk kabul etmemekle birlikte, makalede yer alan bilgiler ile ilgili mevzuatın ve uygulamanın değişme ihtimaline binaen konuyla ilgili tarafımızla iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir