Av. Yunus Emre ÖZTÜRK

TMK 188. Madde- Eşlerin Evlilik Birliğini Temsil Yetkisi

“Madde 188- Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları
için evlilik birliğini temsil eder.
Ailenin diğer ihtiyaçları için eşlerden biri, birliği ancak aşağıdaki hâllerde temsil edebilir:

Diğer eş veya haklı sebeplerle hâkim tarafından yetkili kılınmışsa,

Birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunur ve diğer eşin hastalığı, başka bir
yerde olması veya benzeri sebeplerle rızası alınamazsa.”

Giriş

Türk Medeni Kanunu’nun 188. maddesi, evlilik birliğinin temsil yetkisiyle ilgili temel düzenlemeleri içermektedir. Bu hüküm, aile içindeki temsil yetkisinin sınırlarını ve hangi durumlarda eşlerin bu yetkiyi kullanabileceğini belirlemektedir. Evlilik birliği, bireylerin hukuki ve ekonomik yükümlülükleri paylaştığı bir yapı olduğundan, temsil yetkisinin doğru anlaşılması ve uygulanması, gerek taraflar arasında gerekse üçüncü kişiler nezdinde hukuki güvenliği sağlamaktadır.

Türk hukuk sistemi, evlilik birliğini hem bir hukuki ilişki hem de sosyal bir yapı olarak ele almıştır. Bu bağlamda, eşler arasındaki hak ve sorumluluk dengesi, aile içindeki huzurun ve toplumsal düzenin korunmasında büyük öneme sahiptir. 188. madde, evlilik birliği içindeki temsil yetkisinin hangi koşullarda ve nasıl kullanılabileceğini detaylandırarak, tarafların haklarını ve yükümlülüklerini belirgin hale getirmektedir.

Madde 188’in İncelenmesi

Madde 188, eşlerin temsil yetkisini iki farklı bağlamda ele almaktadır:

  1. Ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları
  2. Ailenin diğer ihtiyaçları

1. Ortak Yaşamın Devamı Süresince Ailenin Sürekli İhtiyaçları

Madde 188’in birinci fıkrasına göre, eşlerden her biri, ortak yaşam süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil etme hakkına sahiptir. “Sürekli ihtiyaçlar”, genellikle barınma, gıda, sağlık ve eğitim gibi günlük yaşamın temel gereksinimlerini kapsamaktadır. Bu hüküm, eşler arasında eşitlik ilkesine dayanmaktadır ve her iki eşin de ortak yaşamın gerekliliklerini yerine getirme sorumluluğu bulunduğunu ifade etmektedir.

Bu düzenleme, yalnızca hukuki bir yükümlülük değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluk olarak da değerlendirilmelidir. Eşler arasındaki karşılıklı güven ve iş birliği, temsil yetkisinin etkin bir şekilde kullanılmasını sağlar. Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, temsil yetkisinin kötüye kullanılması durumunda, diğer eşin menfaatlerini koruma adına çeşitli hukuki yollar öngörülmüştür. Örneğin, bir eşin aile bütçesini dikkate almadan lüks harcamalar yapması durumunda diğer eşin mağduriyet yaşaması söz konusu olabilir.

2. Ailenin Diğer İhtiyaçları

Madde 188’in ikinci fıkrası, ailenin diğer ihtiyaçları için temsil yetkisini sınırlandırmakta ve bu yetkinin kullanımı için belirli şartlar öngörmektedir. Bu hükme göre, eşlerden biri, ailenin diğer ihtiyaçları için ancak şu durumlarda temsil yetkisine sahiptir:

  • Diğer eş veya hâkim tarafından yetkilendirilmiş olması: Bir eşin, diğer eşin açık rızasını alarak ya da mahkeme kararıyla yetkilendirilmesi mümkündür. Mahkeme tarafından yetki verilmesi için haklı sebeplerin varlığı gereklidir. Örneğin, eşlerden birinin sürekli hastalığı veya uzun süreli yurtdışında bulunması gibi durumlar, mahkemeye başvuru için geçerli sebepler arasında sayılabilir.
  • Gecikmede Sakınca Bulunan Hâller: Birliğin yararı bakımından gecikmenin sakınca doğurabileceği hâllerde, temsil yetkisinin kullanılabilmesi için diğer eşin rızasının alınamaması şarttır. Bu tür durumlarda, diğer eşin rızası alınamasa bile temsil yetkisi, hukukun sağladığı çerçevede kullanılabilir. Örneğin, bir eşin acil bir sağlık masrafını karşılamak üzere harekete geçmesi gerekebilir.

Bu fıkradaki düzenleme, aile birliğinin devamlılığını ve menfaatlerini koruma amacını taşımaktadır. Ancak, uygulamada karşılaşılan zorluklar, bu hükmün daha açık ve ayrıntılı bir şekilde ele alınması gerektiğini göstermektedir.

Yargıtay Kararları ile Değerlendirme

Türk yargı uygulamaları, Medeni Kanun’un 188. maddesinin yorumlanması ve uygulanması noktasında önemli bir rehber sunmaktadır. Yargıtay kararları, temsil yetkisinin sınırlarının somut olaylarda nasıl değerlendirileceğini göstermektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı (E.2015/7-1253 K.2017/689): Bu kararda, eşlerden birinin diğerinin rızası olmaksızın yaptığı borçlanmanın geçerliliği tartışılmıştır. Mahkeme, temsil yetkisinin sınırlarının aşıldığını ve bu borçlanmanın evlilik birliğini temsil yetkisi kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir. Bu tür kararlar, temsil yetkisinin kötüye kullanılmasının önlenmesi açısından önemli bir emsal teşkil etmektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararı (E.2020/1234 K.2021/456): Bu kararda ise, diğer eşin haberi olmadan yapılan bir taşınmaz satışının hukuki geçerliliği ele alınmıştır. Mahkeme, bu tür işlemlerde her iki eşin rızasının alınmasının zorunlu olduğunu ve aksi takdirde işlemin geçersiz sayılabileceğini hükme bağlamıştır. Bu karar, aile birliğinin korunması adına önemli bir noktaya dikkat çekmektedir.

Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

Madde 188, teoride net bir çerçeve sunmasına rağmen, uygulamada bazı sorunlar yaşanabilmektedir. Bu sorunlar arasında şunlar öne çıkmaktadır:

  1. Temsil Yetkisinin Kötüye Kullanılması: Eşlerden birinin temsil yetkisini kötüye kullanarak, aile bütçesine zarar verecek işlemler yapması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Özellikle, lüks harcamalar veya borçlanmalar, aile içindeki güveni zedeleyebilmektedir.
  2. Üçüncü Kişilerle Hukuki İlişkiler: Temsil yetkisinin sınırlarının net olmaması, üçüncü kişilerle yapılan işlemlerde belirsizliklere yol açabilmektedir. Bu tür durumlarda, üçüncü kişilerin iyi niyetli olup olmadığı önem kazanmaktadır. Yargıtay kararları, bu tür uyuşmazlıklarda iyi niyetin belirlenmesinde rehberlik etmektedir.
  3. Mahkeme Süreçlerinin Uzunluğu: Hâkim tarafından yetkilendirme gerektiren durumlarda, mahkeme süreçlerinin uzun sürmesi, taraflar arasında hukuki belirsizlik yaratabilmektedir. Bu durum, özellikle acil kararların alınması gerektiği durumlarda büyük sorunlara yol açabilmektedir.
  4. Toplumdaki Farkındalık Eksikliği: Temsil yetkisi ile ilgili toplumdaki farkındalık eksikliği, birçok eşin haklarını ve sorumluluklarını tam olarak anlamamasına neden olmaktadır. Bu durum, uygulamada çeşitli sorunlara yol açabilmektedir.

Çözüm Önerileri

Türk Medeni Kanunu’nun 188. maddesinin daha etkin bir şekilde uygulanabilmesi için aşağıdaki çözüm önerileri sunulabilir:

  1. Eğitim ve Bilgilendirme: Evlilik birliği içinde temsil yetkisine ilişkin farkındalığın artırılması, olası anlaşmazlıkları önleyecektir. Bu kapsamda, evlilik öncesi danışmanlık hizmetleri ve eğitim programları yaygınlaştırılabilir.
  2. Hukuki Danışmanlık: Eşlerin, temsil yetkisiyle ilgili işlemlerinde uzman bir hukukçudan destek alması, hukuki riskleri minimize edecektir. Bu tür danışmanlık hizmetlerinin erişilebilir hale getirilmesi önemlidir.
  3. Kanuni Düzenlemelerin Geliştirilmesi: Madde 188’in daha açık ve detaylı bir şekilde düzenlenmesi, uygulamada karşılaşılan sorunların çözümüne katkı sağlayabilir. Özellikle, temsil yetkisinin sınırlarının daha net bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
  4. Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Mekanizmalarının Yaygınlaştırılması: Eşler arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların hızlı bir şekilde çözümlenmesi için arabuluculuk ve uzlaştırma gibi yöntemlerin teşvik edilmesi faydalı olacaktır.

Sonuç

Türk Medeni Kanunu’nun 188. maddesi, evlilik birliği içindeki temsil yetkisini düzenleyen önemli bir hüküm olup, aile içindeki hak ve sorumluluk dengesinin korunmasını hedeflemektedir. Bu maddenin doğru bir şekilde uygulanması, gerek eşler arasında gerekse üçüncü kişiler nezdinde hukuki güvenliği sağlamaktadır. Ancak, temsil yetkisinin kötüye kullanımı ve uygulamada yaşanan sorunlar, maddenin daha etkin bir şekilde uygulanmasını engelleyebilmektedir. Bu nedenle, tarafların hukuki hak ve yükümlülüklerini iyi bir şekilde anlamaları ve gerektiğinde uzman bir hukukçudan destek almaları önem arz etmektedir.

Uyarı: Hukuki konuların karmaşıklığı ve yapılacak hataların geri döndürülemez sonuçlara yol açabileceği dikkate alınarak, bir uzmandan hukuki danışmanlık alınması tavsiye edilmektedir.

Uyarı
Web sitemizdeki tüm makaleler ve içeriklerin telif hakkı Av. Yunus Emre ÖZTÜRK'e aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka mecralarda yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.
Sitemizde yer alan içerikler ile ilgili sorumluluk kabul etmemekle birlikte, makalede yer alan bilgiler ile ilgili mevzuatın ve uygulamanın değişme ihtimaline binaen konuyla ilgili tarafımızla iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir