TMK 185. Madde- Evlenmede Haklar ve Yükümlülükler
“Madde 185- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve
gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar”
Giriş
Evlilik, bireylerin hem manevi hem de hukuki bir bağla bir araya geldikleri, toplumun temel taşlarından biri olarak kabul edilen bir kurumdur. Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi, evlenmeyle birlikte eşler arasında kurulan evlilik birliğinin hukuki temellerini ve bu birlikten doğan hak ve yükümlülükleri ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır. Bu makalede, Madde 185’in içeriği, hukuki ve toplumsal boyutları, eşlerin karşılıklı hak ve sorumlulukları üzerinde durulacak ve Yargıtay kararları ışığında uygulama örnekleri sunulacaktır.
1. Evlilik Birliğinin Kurulması
Evlilik, tarafların resmi şekilde evlenme akdiyle birlikte kurulan ve hukuki olarak tanınan bir birliktir. Türk Medeni Kanunu’na göre, evlenme, eşler arasında bir evlilik birliği oluşturur. Bu birlik, hem tarafların birbirine karşı olan hak ve sorumluluklarını hem de toplum ve aile içindeki rollerini belirler. Kanun, evlilik birliğinin temellerini şu özelliklerle açıklamaktadır:
- Resmi Nitelik: Evlilik, resmi nitelikte bir akit olup, yetkili memur huzurunda gerçekleştirilmesi zorunludur. Bu, evliliğin hukuki güvence altına alınması amacıyla düzenlenmiştir.
- Hukuki Bağ: Evlenme akdi, eşler arasında hukuki bir bağ oluşturur. Bu bağ, tarafların birbirine karşı olan hak ve yükümlülüklerini tanımlar ve bu yükümlülüklerin yerine getirilmesini zorunlu kılar.
- Toplumsal Fonksiyon: Evlilik, sadece iki birey arasında bir sözleşme olmayıp, aynı zamanda toplumsal bir kurumdur. Bu nedenle, toplumu ilgilendiren yanlarıyla da önemlidir.
Evlilik birliği, tarafların yalnızca manevi bir bağ kurmalarını değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve hukuki sorumlulukları paylaşmalarını da gerektirir. Bu birliktelik, aile yapısını güçlendirerek toplumun temelini oluşturur. Dolayısıyla, evlilik, sadece bireysel bir tercih değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur.
2. Evlilik Birliğinin Temel Unsurları
Evlilik birliği, belirli temel unsurlar üzerine inşa edilmiştir. Türk Medeni Kanunu Madde 185, bu unsurları açıklıkla ortaya koyar. Bu unsurlar, eşlerin birbirine ve çocuklarına karşı sorumluluklarını içeren geniş bir çerçeve sunar.
a. Birlikte Yaşama Zorunluluğu
Eşlerin birlikte yaşaması, evlilik birliğinin temel dayanaklarından biridir. Kanun, eşlerin fiilen aynı çatı altında yaşamasını ve hayatını ortak bir şekilde sürdürmesini öngörür. Birlikte yaşama zorunluluğu, maddi ve manevi dayanışmayı sağlayan bir unsurdur. Ancak, ağır hastalık, iş durumu veya eşlerden birinin kötü muamelesi gibi durumlarda, birlikte yaşama zorunluluğu kaldırılabilir ya da ayrı yaşama hakkı talep edilebilir.
Birlikte yaşama zorunluluğu, aynı zamanda eşlerin ortak bir hayat kurmalarını sağlar. Bu hayat, eşlerin günlük yaşamlarının birleştirilmesini, ekonomik kaynakların paylaşılmasını ve aile içindeki sorumlulukların eşit şekilde üstlenilmesini içerir. Bu nedenle, birlikte yaşama zorunluluğu, evlilik birliğinin temel taşı olarak kabul edilir.
b. Sadakat Yükümlülüğü
Sadakat, evlilik birliğinin devamı için çok önemli bir unsurdur. Kanun, eşlerin birbirine sadık kalmasını ve bağlılığı korumasını zorunlu kılar. Sadakat, sadece fiziksel bir bağlılık değil, aynı zamanda duygusal ve manevi bir bağlılığı da kapsar. Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar, hukuki ihtilaflara ve hatta boşanma davalarına yol açabilir.
Sadakat yükümlülüğü, eşlerin birbirine karşı dürüst ve açık olmalarını da gerektirir. Bu bağlamda, eşlerin birbirlerinin duygusal ihtiyaçlarına saygı göstermeleri ve karşılıklı güveni sarsacak davranışlardan kaçınmaları büyük önem taşır. Sadakat, evlilik birliğinin temelini oluşturan sevgi, saygı ve güvenin korunmasını sağlar.
c. Yardımlaşma Yükümlülüğü
Eşlerin birbirine yardımcı olması, evlilik birliğinin en temel dayanaklarından biridir. Yardımlaşma, maddi anlamda eşlerin birbirine destek olmasını kapsadığı gibi, manevi anlamda da bir dayanışmayı ifade eder. Özellikle ekonomik dengesizliklerin olduğu evliliklerde, yardımlaşma yükümlülüğü daha da önemli hale gelir.
Yardımlaşma, yalnızca ekonomik anlamda değil, aynı zamanda günlük yaşamın zorluklarının paylaşılmasını da içerir. Eşler, birbirlerinin ihtiyaçlarını anlamalı ve bu ihtiyaçlara uygun şekilde destek olmalıdır. Bu destek, hem evlilik birliğinin güçlenmesini sağlar hem de eşler arasındaki bağı kuvvetlendirir.
3. Çocuklara Karşı Sorumluluklar
Madde 185’in önemle vurguladığı bir diğer konu, eşlerin çocuklarına karşı olan sorumluluklarıdır. Çocukların bakımı, eğitimi ve gözetimi, eşlerin ortak yükümlülükleri arasında yer alır. Bu sorumluluklar, hem anayasal hem de uluslararası düzenlemelerle desteklenmektedir. Çocuğun fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimini desteklemek, eşlerin öncelikli görevleri arasındadır.
Eşlerin çocuklarına karşı olan sorumlulukları, onların sadece temel ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı değildir. Aynı zamanda, çocukların eğitimine katkıda bulunmak, onların topluma faydalı bireyler olarak yetişmelerini sağlamak da eşlerin görevleri arasındadır. Çocukların ruhsal ve duygusal sağlığını korumak, eşlerin ortak bir amacı olmalıdır.
4. Evlilik Birliğinin Sona Ermesi Durumunda Yükümlülükler
Bazı durumlarda evlilik birliği sona erebilir. Boşanma, ayrı yaşama veya eşlerden birinin vefatı gibi durumlar, bu birlikten doğan yükümlülüklerin niteliğini değiştirir. Boşanma durumunda nafaka, velayet ve mal paylaşımı gibi konular ön plana çıkar. Eşlerin, bu süreçlerde hem birbirine hem de çocuklara karşı olan sorumlulukları devam edebilir.
Evlilik birliğinin sona ermesi, eşlerin mali ve manevi yükümlülüklerinin yeniden düzenlenmesini gerektirir. Boşanma davalarında, mahkemeler, tarafların ekonomik durumlarını ve çocukların çıkarlarını gözeterek karar verir. Velayet ve nafaka gibi konular, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da eşlerin sorumluluklarının devam ettiğini gösterir.
5. Yargıtay Kararlarından Örnekler
Madde 185’in uygulanması, Yargıtay kararları ışığında daha iyi anlaşılabilir. Örneğin, sadakat yükümlülüğü ihlali nedeniyle açılan tazminat davalarında, Yargıtay, eşlerin zararının giderilmesi yönünde karar vermiştir. Ayrıca, birlikte yaşama yükümlülüğünün ihlali durumunda, mahkemeler ayrı yaşama hakkının tanınmasına ve nafaka talebine hükmedebilmektedir.
Yargıtay kararları, Madde 185’in yorumlanması ve uygulanması açısından rehber niteliğindedir. Bu kararlar, eşlerin hak ve yükümlülüklerinin sınırlarını belirler ve hukuki uyuşmazlıkların çözümünde yol gösterici bir rol oynar.
Sonuç
Türk Medeni Kanunu Madde 185, evlilik birliğinin temel esaslarını ortaya koyarak, eşlerin karşılıklı hak ve yükümlülüklerini net bir şekilde tanımlar. Sadakat, yardımlaşma, çocuklara karşı sorumluluklar ve birlikte yaşama gibi temel unsurlar, evliliğin sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşır. Ancak, bu sorumlulukların yerine getirilmesinde yaşanabilecek hukuki ihtilafların çözülmesi için uzman bir hukukçudan yardım almak, bireylerin haklarını koruma açısından önemlidir. Hukuki desteğin varlığı, hem bireysel hem de toplumsal barışı destekleyecek en önemli unsurlardan biridir.