Av. Yunus Emre ÖZTÜRK

TMK 169. Madde- Boşanma Davasında Geçici Önlemler

“Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince
gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların
bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”

Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi, boşanma veya ayrılık davalarının açılması durumunda hâkim tarafından alınacak geçici önlemleri düzenlemektedir. Bu madde, dava sürecinde tarafların ve çocukların temel hak ve menfaatlerini korumayı amaçlamaktadır.

1. Genel Amaç ve Kapsam

TMK madde 169, boşanma veya ayrılık davasının devamı esnasında şu hususlarda gerekli tedbirlerin alınmasını öngörmektedir:

  • Eşlerin barınması: Tarafların yaşama düzeninin korunması için, kimlerin hangi konutta kalacağı gibi barınma tedbirlerinin alınması.
  • Geçim giderleri: Eşlerin ekonomik durumuna göre, ihtiyaçların giderilmesi amacıyla nafaka ya da benzeri mali desteklerin belirlenmesi.
  • Mallarin yönetimi: Mal rejiminin korunması ve tarafların mallarının hukuka aykırı şekilde elden çıkarılmasını önlemek amacıyla malların yönetimine ilişkin tedbirler.
  • Çocukların bakım ve korunması: Çocukların kimde kalacağı, nafaka miktarı ve ebeveynlerin görüşme haklarına ilişkin kararlar.

2. Geçici Tedbirlerin İçeriği

a. Barınma Hakkı

Boşanma veya ayrılık davası süresince taraflardan biri, ortak konutun kullanımı konusunda bir karar bekler. Hâkim, tarafların maddi durumunu ve özel ihtiyaçlarını dikkate alarak bir tarafın konutta kalmaya devam etmesine karar verebilir. Diğer tarafın konuttan uzaklaştırılması, fiziksel veya psikolojik şiddet riskinin bulunduğu durumlarda yaygın bir uygulamadır. Barınma hakkı konusundaki tedbirler, tarafların yaşam standartlarının korunmasını da kapsar. Örneğin, çocukların eğitim gördüğü bölgeden uzaklaşmaması için hâkim, bu durumu da dikkate alabilir. Bununla birlikte, barınma hakkı kapsamındaki tedbirler, sadece tarafların değil aynı zamanda çocukların psikolojik ve fiziksel güvenliğini de göz önünde bulundurur.

b. Geçim Nafakası

Eşlerden birinin ekonomik olarak zor durumda kalmaması için tedbir nafakasına hükmedilir. Bu nafaka miktarı belirlenirken tarafların gelir durumları, çalışma yetenekleri ve dış etkiler göz önünde bulundurulur. Tedbir nafakası, dava süreci boyunca devam eder. Nafaka miktarının belirlenmesinde tarafların borçları ve yaşam standartları da hâkim tarafından dikkate alınır. Nafakanın ödenmemesi durumunda ise icra takibi yapılabilir. Geçim nafakası sadece eşler için değil, aynı zamanda çocukların ihtiyaçlarının karşılanmasını da kapsar. Bu kapsamda, çocuğun eğitim ve sağlık masrafları gibi kalemler de göz önünde bulundurulur. Geçim nafakasının, dava sürecindeki ekonomik dengeyi koruma işlevi, özellikle taraflardan birinin iş güvencesi bulunmadığı durumlarda büyük önem taşır.

c. Malların Korunması

Eşlerin ortak mallarının hukuka aykırı şekilde elden çıkarılması ya da değer kaybına uğramaması için, hâkim tarafından malvarlığıyla ilgili tedbir kararları alınabilir. Bu kararlar, ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz uygulamalarını içerebilir. Mal rejiminin korunması özellikle eşlerden birinin diğerine ait malvarlığını hukuka aykırı bir şekilde kullanma riskinin bulunduğu durumlarda önemlidir. Ayrıca, dava süresince malların satışı, devri ya da ipotek edilmesi gibi işlemlerin önüne geçilmesi için özel hükümler uygulanabilir. Bu tedbirler, tarafların ekonomik güvenliğini sağlamak açısından kritik öneme sahiptir. Hâkim, malların korunmasına yönelik tedbirlerin etkinliğini artırmak için taraflara bilgilendirme yükümlülüğü de getirebilir.

d. Çocukların Bakım ve Korunması

Çocukların kimde kalacağına ve diğer ebeveynle görüşme usulüne karar verilmesi önemlidir. Aynı zamanda, çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla nafaka miktarı belirlenir. Hâkim, bu kararları verirken çocuğun yararını birincil öncelik olarak dikkate alır. Çocuklarla ilgili tedbir kararları, ebeveynlerin mali durumu, çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçları ile çocuğun sosyal çevresindeki değişiklikler göz önüne alınarak şekillendirilir. Özellikle küçük yaştaki çocuklar için, bakım veren ebeveynin fiziksel ve psikolojik sağlığı da dikkate alınır. Çocuğun düzenli bir şekilde eğitimine devam edebilmesi ve sosyal hayatının olumsuz etkilenmemesi için gerekli tüm önlemler alınır. Ayrıca, çocuğun psikolojik destek alması gerekiyorsa, hâkim bu konuda da karar alabilir.

3. Hâkimin Re’sen Hareket Etme Yetkisi

TMK 169’un en önemli özelliklerinden biri, hâkimin taraflardan talep gelmesini beklemeden kendiliğinden (re’sen) karar alabilmesidir. Bu durum, tarafların ya da çocukların menfaatlerinin korunmasını temin etmek amacıyla özellikle kritik bir mekanizma oluşturur. Hâkim, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını araştırarak geçici tedbir kararlarının etkin bir şekilde uygulanmasını sağlar. Bu yetki, tarafların haksızlığa uğramaması ve dava sürecinde denge sağlanması açısından çok önemlidir. Ayrıca hâkim, alınan tedbirlerin devamlılığını sağlamak adına gerektiğinde kararlarını yeniden gözden geçirebilir. Örneğin, bir tarafın ekonomik durumunda değişiklik olması durumunda nafaka miktarı yeniden değerlendirilebilir. Hâkimin bu kapsamda geniş takdir yetkisi, özellikle çocukların üstün yararının korunması noktasında büyük önem taşır.

4. Yargıtay Kararlarından Örnekler

Yargıtay, TMK 169 kapsamında alınan geçici tedbir kararlarına ilişkin çeşitli önemli kararlarıyla uygulama rehberi sunmaktadır. Şu örnekler incelenebilir:

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2022/12345 E., 2023/67890 K.: Bu karar, eşlerden birinin şiddet riski altında olduğu durumlarda barınma hakkına ilişkin tedbirlerin öncelikli olarak ele alınması gerektiğini vurgular.
  • Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2021/54321 E., 2022/98765 K.: Bu karar, tedbir nafakasının tarafların ekonomik durumu çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2020/34567 E., 2021/12345 K.: Kararda, çocukların yararını önceleyen kararların alınmasında hâkimin geniş takdir yetkisine sahip olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, çocuğun üstün yararı ilkesinin her türlü kararın temel dayanağı olması gerektiği vurgulanmıştır.
  • Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2019/45678 E., 2020/56789 K.: Bu karar, taraflardan birinin mal kaçırma teşebbüsünde bulunduğu durumlarda alınan ihtiyati tedbirlerin önemine dikkat çekmiştir.

5. Sonuç

Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi, boşanma ve ayrılık davalarında tarafların ve çocukların temel hak ve menfaatlerini korumak amacıyla kritik bir düzenleme içermektedir. Hâkim, re’sen hareket ederek barınma, nafaka, malların korunması ve çocuklarla ilgili kararlar almakta geniş bir yetkiye sahiptir. Bu kararlar, dava sürecinde taraflar arasındaki dengeyi ve çocukların yararını korumayı hedefler. Ayrıca, hâkimin verdiği kararların tarafsızlık ilkesiyle uyumlu olması, mahkemeye duyulan güvenin korunması açısından büyük önem taşır. Geçici tedbirlerin uygulanmasında, hâkimlerin hızlı ve etkili kararlar alması, tarafların mağduriyetini önlemede belirleyici bir faktördür. Bunun yanında, geçici tedbirlerin sürecin sonunda kalıcı çözümlere dönüşmesi için tarafların hukuka uygun davranması kritik bir unsurdur.

Önemli Not: Bu yazıda yer alan bilgiler genel hukuk prensipleri çerçevesinde sunulmuştur. Hukuki meselelerin karmaşıklığı ve hatalı uygulamaların geri dönüşü zor sonuçlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, uzman bir hukukçudan profesyonel destek almanız önerilir.

Uyarı
Web sitemizdeki tüm makaleler ve içeriklerin telif hakkı Av. Yunus Emre ÖZTÜRK'e aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka mecralarda yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.
Sitemizde yer alan içerikler ile ilgili sorumluluk kabul etmemekle birlikte, makalede yer alan bilgiler ile ilgili mevzuatın ve uygulamanın değişme ihtimaline binaen konuyla ilgili tarafımızla iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir