TMK 145. Madde- Evliliğin Mutlak Butlanının Sebepleri
“Madde 145- Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır:
Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,
Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun
bulunması,
Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,
Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.”
Türk Medeni Kanunu, bireylerin ve ailelerin hukuki güvencesini sağlamak amacıyla hazırlanmış olup, toplumsal düzenin sağlanması ve bireylerin haklarının korunmasını hedefler. Kanunun evlilik birliğine dair düzenlemeleri, bireylerin hak ve sorumluluklarını netleştirerek toplumun temel yapı taşlarından biri olan aileyi korumayı amaçlar. Bu kapsamda yer alan Madde 145, evlilik birliğinin geçersiz sayılacağı durumları detaylı bir şekilde ele almaktadır. Söz konusu düzenleme, belirli durumlarda evlenmenin mutlak butlanla batıl olacağını düzenler ve bu hallerin tespit edilmesi halinde hukuki sonuçlarını ortaya koyar. Bu makalede, Madde 145 kapsamındaki her bir şart ayrıntılı bir şekilde incelenecek, bu durumların hukuki, toplumsal ve bireysel etkileri değerlendirilecektir.
Hukuki Kavram Olarak Mutlak Butlan Mutlak butlan, bir hukuki işlemin baştan itibaren geçersiz olduğunu ifade eder. Bu durum, kamu düzeni, ahlak, bireysel haklar ve toplumsal değerler gibi üstün çıkarları koruma amacıyla düzenlenmiştir. Mutlak butlanın varlığı, evlenmenin tarafların rızası ile düzeltilemeyeceği ve hukuken yok sayılması gerektiği anlamına gelir. Türk Medeni Kanunu’nun Madde 145 kapsamında düzenlenen mutlak butlan halleri, toplumun ahlaki değerlerini ve hukuki düzeni korumak açısından büyük önem taşır.
Mutlak Butlanın Farklı Hukuki İşlemlerle Karşılaştırılması Mutlak butlan kavramı, hukuk sisteminde nispi butlan, yokluk veya iptal edilebilirlik gibi diğer kavramlarla karşılaştırıldığında kendine özgü özelliklere sahiptir. Örneğin:
- Mutlak Butlan ve Nispi Butlan: Mutlak butlan, kamu düzenini ilgilendiren ağır ihlallerde ortaya çıkarken; nispi butlan, tarafların rızasına dayalı çözümlenebilen durumlarda söz konusudur.
- Mutlak Butlan ve Yokluk: Yokluk, hukuki işlemin gerekli unsurlarının hiç bulunmaması durumunda ortaya çıkar. Mutlak butlan ise hukuki işlemin unsurları olsa da kamu düzenine aykırılık nedeniyle geçersizlik yaratır.
- Mutlak Butlan ve İptal Edilebilirlik: İptal edilebilir işlemler, taraflardan birinin talebi üzerine geçersiz kılınabilirken, mutlak butlanın varlığı mahkemeler tarafından kendiliğinden dikkate alınır.
Bu bağlamda, evlenmenin mutlak butlanla batıl sayılması durumları, toplumun temel değerlerini koruma amacıyla özel bir yere sahiptir.
Madde 145 Kapsamındaki Durumlar Madde 145, evliliğin mutlak butlanla batıl olacağı dört ana durumu belirlemektedir. Bu durumlar, şu şekildedir:
- Eşlerden Birinin Evlenme Sırasında Evli Bulunması
- Bir kişinin, mevcut bir evliliği sona ermeden yeni bir evlilik yapması Türk Medeni Kanunu’na göre yasaktır. Bu durum, çok eşliliğin (poligami) önlenmesi, aile yapısının korunması ve toplumsal barışın sağlanması amacıyla düzenlenmiştir. Eşlerden birinin evli olması durumunda yeni yapılan evlilik, mutlak butlanla batıl sayılır.
- Uygulama Alanı: Mevcut evlilik, hukuki olarak sona erdirilmeden yapılan ikinci evlilikler, mahkeme kararı ile geçersiz sayılır. Bu durumda, mevcut evlilik korunurken, ikinci evliliğin sonuçları iptal edilir.
- Toplumsal Yansımalar: Poligaminin önlenmesi, toplumda ahlaki değerlerin korunmasına katkı sağlar. Ayrıca bireylerin ekonomik ve sosyal haklarının korunması amacıyla bu düzenleme kritik bir önem taşır.
- Hukuki Örnekler: Poligami durumunda eşlerden biri bu durumu fark ettiğinde dava açabilir. Ayrıca, savcılık kamu davası yoluyla da durumu tespit edebilir.
- Eşlerden Birinin Evlenme Sırasında Sürekli Bir Sebeple Ayırt Etme Gücünden Yoksun Bulunması
- Ayırt etme gücü, bireyin kendi iradesini kullanarak doğru ve bilinçli kararlar verebilme yeteneğidir. Sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olan kişilerin evlilik akdi yapmaları, hukuki açıdan geçersizdir. Bu düzenleme, bireylerin haklarının korunması ve olası mağduriyetlerin önlenmesi amacıyla getirilmiştir.
- Örnekler: Akıl hastalığı, ciddi zihinsel yetersizlikler veya sürekli alkol ya da uyuşturucu etkisi altında olma durumu, ayırt etme gücünün yokluğu kapsamına girer.
- Hukuki ve Sosyal Boyut: Bu tür durumlarda evlilik akdi yapılsa bile geçerli sayılmaz. Bu düzenleme, bireyin iradesine uygun olmayan bir evlilikle karşı karşıya kalmasını engeller.
- Mahkeme Kararları: Sürekli ayırt etme gücü eksikliği tespit edilen durumlarda mahkeme, psikiyatrist raporları ve uzman görüşleriyle karara varır.
- Eşlerden Birinde Evlenmeye Engel Olacak Derecede Akıl Hastalığı Bulunması
- Akıl hastalığı, bireyin evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirebilme kapasitesini etkileyebilir. Evlenme sırasında bu düzeyde bir hastalığın varlığı halinde evlilik mutlak butlanla batıl kabul edilir. Bu düzenleme, hem bireyin hem de eşinin haklarını koruma amacı taşır.
- Toplumsal Önem: Akıl hastalığı nedeniyle sağlıklı bir evlilik birliği kurulamayacağı öngörülerek, bu tür evliliklerin önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Aynı zamanda genetik risklerin önlenmesi açısından da bu düzenleme büyük önem taşır.
- Örnek Vaka: Tedavi edilemeyen şizofreni, ileri derecede bipolar bozukluk gibi akıl hastalıkları, evlenmeye engel teşkil eden hastalıklar arasında yer alır.
- Tıbbi ve Hukuki İlişki: Akıl hastalığının tespiti için tıbbi raporların mahkemeye sunulması gereklidir. Bu durumda, mahkemeler genellikle bağımsız bir sağlık kurumu tarafından hazırlanmış raporları dikkate alır.
- Eşler Arasında Evlenmeye Engel Olacak Derecede Hısımlığın Bulunması
- Kan hısımları (anne, baba, kardeş gibi birinci dereceden akrabalar) arasında yapılan evlilikler, hem toplumsal normlar hem de genetik riskler açısından sakıncalı kabul edilir. Bu nedenle yakın akrabalar arasında evlilik, Türk Medeni Kanunu tarafından yasaklanmıştır.
- Genetik ve Etik Boyut: Yakın akrabalar arasındaki evlilikler, doğacak çocuklarda genetik hastalık riskini artırır. Ayrıca toplumsal kabul görmeyen bu tür ilişkilerin önlenmesi, toplumun etik değerlerinin korunmasını sağlar.
- Uygulama ve Denetim: Resmi nikah başvurularında, eşlerin soy ağacı incelenerek yakın akrabalık olup olmadığı araştırılır. Böylece yasa dışı evliliklerin önüne geçilir.
Mutlak Butlanın Hukuki Sonuçları Mutlak butlanla batıl sayılan evliliklerde, hukuki sonuçlar dikkatle değerlendirilir.
- Çocukların Durumu: Batıl bir evlilikten doğan çocuklar, Türk Medeni Kanunu gereği “evlilik içi çocuk” olarak kabul edilir. Çocukların velayet, nafaka ve miras haklarının korunması amacıyla bu düzenleme yapılmıştır.
- Malların Paylaşımı: Geçersiz sayılan evliliklerde, eşler arasında edinilmiş malların paylaşımı mahkeme kararı ile belirlenir.
- Tazminat Talepleri: Evlilik nedeniyle maddi veya manevi zarara uğrayan taraf, mahkemeye başvurarak tazminat talep edebilir. Özellikle aldatma veya hile gibi durumlarda bu talepler sıkça gündeme gelir.
- Miras Durumu: Mutlak butlanla sona eren evliliklerde eşlerin birbirlerine mirasçı olma hakkı ortadan kalkar. Ancak çocukların miras hakları korunur.
Toplumsal ve Bireysel Etkiler Madde 145 kapsamında evliliğin geçersiz sayılması, bireylerin yaşamlarında derin etkiler yaratabilir. Bu durumun duygusal, ekonomik ve sosyal boyutları düşünülmelidir.
- Toplumsal Etkiler: Kamu düzeni ve ahlakı koruma amacıyla getirilen bu düzenleme, bireyler üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Ancak toplumsal yapının korunması, bireysel mağduriyetlerin önüne geçmek için hassasiyetle uygulanmalıdır.
- Ekonomik Sonuçlar: Geçersiz sayılan evliliklerde ekonomik dengeler değişebilir. Özellikle mal paylaşımı ve nafaka süreçleri, bireylerin maddi durumlarını etkileyebilir.
- Psikolojik Etkiler: Evlilik birliğinin geçersiz sayılması, taraflar üzerinde psikolojik baskıya yol açabilir. Bu nedenle mahkemelerin karar süreçlerinde tarafların psikolojik durumu da göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç ve Öneriler Türk Medeni Kanunu Madde 145, evlilik birliğinin geçerliliğini belirleyen kritik bir hukuki düzenlemedir. Kamu düzenini, bireysel hakları ve toplumsal yapıyı koruma amacıyla getirilen bu madde, evlenmenin temel şartlarını açıkça ortaya koymaktadır. Hukukun bu kapsamda şekillenmesi, toplumun temel değerlerinin korunmasını sağlarken bireylerin haklarını da gözetmektedir. Ancak hukuki süreçlerin hassas bir şekilde yürütülmesi ve tarafların yaşadıkları mağduriyetlerin önlenmesi önem arz etmektedir. Mahkemelerin uzman görüşlerini dikkate alması, adil bir karar sürecinin sağlanması açısından kritik bir yere sahiptir. Toplumun yapı taşı olan aile kurumunun güçlü bir şekilde korunması, ancak bu tür düzenlemelerin etkin uygulanmasıyla mümkün olacaktır. Gelecekte, bu tür düzenlemelerin uygulamasına ilişkin daha fazla rehberlik sağlayacak yasal düzenlemeler ve eğitim programları geliştirilmelidir.