Av. Yunus Emre ÖZTÜRK

TMK 126. Madde- Evlenmede Yasal Temsilcinin İzni

“Madde 126- Küçük, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez.”

Giriş

Türk Medeni Kanunu Madde 126, küçüklerin evlenme hakkını düzenleyen ve bu hakkı yasal temsilcinin iznine bağlayan bir hükümdür. Bu maddeye göre, bir küçüğün evlenmesi ancak yasal temsilcisinin izni ile mümkündür. Bu düzenleme, küçüklerin korunmasını, onların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimlerini tamamlama süreçlerinin desteklenmesini ve aile kurumunun sağlam temeller üzerinde kurulmasını amaçlamaktadır. Küçüklerin evlenme hakkının yasal temsilcinin iznine bağlanması, bireysel özgürlüklerle toplumun genel menfaatleri arasında bir denge kurmayı hedefler. Bu makalede, Madde 126’nın hukuki boyutları, yasal temsilcinin rolü, uygulamadaki sorunlar ve çözüm önerileri ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

Küçüklerin Evlenme Hakkı ve Hukuki Dayanaklar

Türk Medeni Kanunu, bireylerin evlenme hakkını kullanabilmeleri için belirli yaş ve ehliyet şartlarını öngörmektedir. Küçükler, yasal olarak 18 yaşını doldurmamış bireyler olarak tanımlanır ve evlenme ehliyeti bakımından özel bir kategoriye dahil edilir. Madde 126, küçüklerin evlenme kararını kendi başlarına alabilmelerine izin vermemekte, bu kararı yasal temsilcinin iznine bağlamaktadır. Bu düzenleme, küçüklerin olası yanlış kararlar almasını önlemek ve onların gelecekteki yaşamlarını etkileyebilecek kritik bir karar olan evliliği düşünerek ve rehberlikle yapmalarını sağlamayı amaçlar.

Yasal temsilcinin izni, küçüğün menfaatlerini koruma amacı taşır. Aileler, genellikle çocuklarının iyiliğini gözetmek ve onların hayatlarını en iyi şekilde şekillendirmelerine yardımcı olmak için rehberlik eder. Bu bağlamda, yasal temsilcinin izni, küçüklerin evlenme kararı verirken yalnızca bireysel duygusal eğilimlerle değil, aynı zamanda rasyonel ve uzun vadeli düşüncelerle hareket etmelerini sağlar.

Yasal Temsilcinin Rolü ve İzni

Yasal temsilci, küçüklerin hukuki ve kişisel işlemlerinde rehberlik eden ve onların menfaatlerini koruyan kişidir. Genellikle bu temsilci, küçüğün ebeveyni ya da vasisi olarak atanmış bir bireydir. Madde 126, küçüklerin evlenebilmesi için yasal temsilcinin iznini şart koşarak onların korunmasını sağlamayı hedefler.

Yasal temsilcinin izni, evlilik kararının rasyonel bir şekilde değerlendirilmesini ve küçüğün uzun vadeli çıkarlarının gözetilmesini sağlar. Örneğin, yasal temsilci, küçüğün eğitimine devam etmesi gerektiği veya evlilik kararının duygusal baskılar altında alındığı gibi durumları değerlendirerek izin vermeyi reddedebilir. Bu bağlamda, yasal temsilcinin kararı, küçüğün geleceğini etkileyebilecek bu önemli adımı bilinçli bir şekilde atmasını sağlamak için kritik bir rol oynar.

Yasal temsilci izni verilmeden küçüklerin yaptığı evlilikler, Türk Medeni Kanunu’na göre hukuken geçersizdir. Bu düzenleme, evlilik kurumunun hukuki ve toplumsal düzenini korumayı amaçlar. Ancak, yasal temsilcinin izni ile yapılan evlilikler, küçüğün korunmasını sağlayan bir güvence mekanizması olarak işlev görür.

Yasal Temsilci İzninin Olmadığı Durumlar

Madde 126, yasal temsilci izninin önemini vurgularken, bu iznin alınmadığı durumlarda hukuki sonuçların neler olacağını da ele alır. Küçüğün yasal temsilcisinin izni olmadan yaptığı evlilikler, genellikle iptal edilebilir evlilikler kategorisine girer. Bu tür durumlarda, mahkeme, küçüğün menfaatlerini gözeterek evliliğin geçerliliği konusunda karar verir.

Yasal temsilcinin izninin alınmadığı durumlar, aynı zamanda aile içinde çatışmalara neden olabilir. Örneğin, küçüğün kendi isteğiyle yaptığı bir evlilik, ailesinin onayını almadan gerçekleşmişse, bu durum aile içi bağları zayıflatabilir ve toplumsal normlara aykırı bir durum yaratabilir. Bu nedenle, yasal temsilci izninin alınması, yalnızca hukuki bir zorunluluk değil, aynı zamanda aile bağlarının korunması açısından da önemlidir.

Küçüklerin Korunması ve Toplumsal Etkiler

Küçüklerin evlenme hakkının sınırlandırılması, onların korunmasını amaçlayan bir düzenlemedir. Evlilik, bireylerin hayatında önemli bir dönüm noktasıdır ve bu kararı alırken bireylerin fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak olgunlaşmış olmaları beklenir. Küçüklerin bu olgunluk seviyesine ulaşmamış olmaları, onların evlilikten doğabilecek sorumlulukları üstlenmelerini zorlaştırabilir.

Erken yaşta evliliklerin bireyler ve toplum üzerindeki etkileri dikkate alındığında, Madde 126’nın önemi daha iyi anlaşılabilir. Erken yaşta yapılan evlilikler, genellikle bireylerin eğitim ve kariyer fırsatlarını kısıtlar ve onların kişisel gelişimlerini tamamlamalarını engeller. Ayrıca, erken yaşta evlilikler, bireylerin toplumsal rolleri erken yaşta benimsemelerine neden olarak psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu tür durumların önlenmesi, küçüklerin korunması ve toplumsal düzenin devamı açısından büyük önem taşır.

Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

Madde 126’nın uygulanmasında çeşitli sorunlar yaşanabilir. Öncelikle, yasal temsilcinin izni ile ilgili prosedürlerin net olmaması, uygulamada belirsizliklere yol açabilir. Ayrıca, yasal temsilcinin küçüğün menfaatlerini gözetmeden hareket etmesi durumunda, küçüğün haklarının nasıl korunacağı konusunda hukuki boşluklar ortaya çıkabilir.

Bir diğer sorun, erken yaşta evliliklerin önlenmesi için toplumsal farkındalığın yeterli olmamasıdır. Bazı durumlarda, toplumsal baskılar veya gelenekler, küçüklerin erken yaşta evlenmelerine neden olabilir. Bu tür durumlarda, yasal düzenlemelerin etkili bir şekilde uygulanması ve küçüklerin korunması için gerekli adımların atılması gereklidir.

Çözüm Önerileri

Madde 126’nın daha etkin bir şekilde uygulanabilmesi için bazı önlemler alınabilir. Öncelikle, yasal temsilcinin izni ile ilgili süreçlerin daha net bir şekilde tanımlanması, uygulamadaki belirsizliklerin önlenmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, küçüklerin erken yaşta evlenmelerinin önlenmesi için toplumsal farkındalığın artırılması gereklidir. Eğitim programları ve sosyal destek mekanizmaları, küçüklerin korunmasına katkıda bulunabilir.

Toplumda, erken yaşta evliliklerin olumsuz etkileri hakkında bilgilendirme kampanyaları düzenlenmesi de önemlidir. Bu kampanyalar, bireylerin ve ailelerin bu konuda bilinçlenmesini sağlayabilir. Ayrıca, yasal düzenlemelerin etkili bir şekilde uygulanması ve ihlallerin önlenmesi için denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gereklidir.

Sonuç

Türk Medeni Kanunu Madde 126, küçüklerin evlenme hakkını yasal temsilcinin iznine bağlayarak onların korunmasını sağlamayı amaçlayan önemli bir düzenlemedir. Bu madde, bireylerin fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimlerini tamamlama süreçlerine destek olurken, aile kurumunun sağlam temeller üzerinde kurulmasını hedefler. Bununla birlikte, uygulamada karşılaşılan sorunların çözülmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması, bu düzenlemenin daha etkin bir şekilde uygulanmasına katkı sağlayacaktır. Küçüklerin korunması ve toplumun genel menfaatlerinin gözetilmesi, bu tür düzenlemelerin başarısını artıracak en önemli unsurlardır.

Uyarı
Web sitemizdeki tüm makaleler ve içeriklerin telif hakkı Av. Yunus Emre ÖZTÜRK'e aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka mecralarda yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.
Sitemizde yer alan içerikler ile ilgili sorumluluk kabul etmemekle birlikte, makalede yer alan bilgiler ile ilgili mevzuatın ve uygulamanın değişme ihtimaline binaen konuyla ilgili tarafımızla iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir