İspat Ve Geçerlilik Koşulu
(Bu makale Av. Hasan Hüseyin OKTAY tarafından yazılmıştır. )
Maddi hukuka ilişkin hukuksal işlemlerde etkin olan geçerlilik koşuluna karşın ispat koşulu kavramı ağırlıklı olarak usul hukukunda etkilidir.
Kanunda herhangi bir şekil koşulu öngörülüyor ve aksine bir anlatım bulunmuyorsa sözü edilen koşul geçerlilik koşuludur. Kanunda öngörülen geçerlilik koşulu adi yazılı ya da resmi yazılı şekilde olabilir.
“TBK MADDE 12- Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz.”
TBK 12 gereği sözleşme oluşturma sürecinde genel kural, serbestliktir. Ancak, taşınmaz devri gibi kanun koyucu tarafından önemli görülen birtakım sözleşmelerde resmi yazılı şekil kuralı öngörülmüştür.
Kanunda öngörülenler dışında bir sözleşmenin geçerli kılınabilmesi için yazılı geçerlilik şart değildir. Örneğin, tüketim ödüncü sözleşmesi, yazılı geçerlilik koşuluna bağlı değildir. Ancak bu sözleşmenin ispatı için taraflar arasında senet düzenlenebilir. Çünkü ödünç sözleşmesine konu miktar senetle ispat sınırının üzerinde ise senetle ispat edilmesi gerekir. İspat koşulu sağlanamaz ise olası dava, ödünç sözleşmesinin geçersizliğinden ötürü değil, ispat edilemediğinden ötürü ret olunur.[i]
TBK madde 17 gereği; taraflar aralarında iradi bir şekil koşulu da öngörebilmektedir. Bu durumunda da şekil koşulunun türü ile ilgili bir anlatım yer almıyorsa sözü edilen şekil koşulu, geçerlilik koşulu olarak görülmelidir.
Usul hukukunda deliller, kesin (kanuni delil) ve takdiri delil olmak üzere ikiye ayrılır. İspat şartı olarak öngörülen şekil koşulu HMK madde 200’de düzenlenen senetle ispat kuralıdır. Kesin delille ispat da denilebilmektedir. Belirli bir miktar uyuşmazlıkların ancak çek veya senetle ispat olunabileceği öngörülmüştür. Bunun dışında değer ve miktarına bakılmaksızın senede bağlı her tür sava karşı ileri sürülen savların da senet ile ispat edilebileceği düzenlenmiştir.[ii] Bu kurala tanıkla ispat etme yasağı da denilmektedir. Ancak hâkim bir tarafın tanıkla ispat etme talebini doğrudan reddetmemelidir. Diğer tarafa onayı olup olmadığını sormalıdır. Karşı tarafın onayı ile bir delil sözleşmesi kurulmuş olur.[iii]
Senetle ispat zorunluluğu yalnızca hukuksal işlemlere yöneliktir. Hukuksal eylemlerin senetle ispatı zorunlu değildir. Hukuksal işlem sayılmayan konular takdiri delil ile ispat olunabilir.[iv] Bu nedenle haksız fiil ya da zilyetlik gibi konular takdiri deliller ile ispat edilebilir.[v]
Senetle ispat kuralında hukuksal işleme konu miktarın tamamı göz önünde bulundurulur. Kısmı dava açılması durumunda, uyuşmazlık miktarının tamamına bakılarak senetle ispat kuralına işlerlik kazandırılır.[vi]
Geçerlilik koşulu sözleşmenin her iki tarafı adına da etkili olurken senetle ispat koşulu, bazı uyuşmazlıklarda tarafların her ikisi için de zorunlu değildir. Örneğin; bir hizmet sözleşmesinde işçi edimini yerine getirdiğini her türlü delil ile ispat edebilirken işveren, ödeme yükümlülüğünü gerçekleştirdiğini senetle ispat etmelidir. Bu aşamada önemle belirtilmelidir ki senetle ispat kuralı geçerlilik koşulu sayılan şekil şartının öngörülmediği durumlarda söz konusudur. Geçerlilik koşulu sağlanmıyor ise zaten ispatı gereken bir hukuksal işlemden söz edilemez.[vii]
Geçerlilik koşuluna aykırı düzenlenmiş bir sözleşme, geçersizliğin öne sürülmesinin açık bir şekilde hakkın kötüye kullanılmasına yol açacağı ya da dürüstlük kuralına aykırılık durumunda nadiren geçerlilik kazanabilir. Senetle ispat kuralının istisnaları ise geçerlilik koşuluna göre daha geniştir.
Alt- üst soy, eşler, kardeşler, kayınpeder-kaynana, gelin-damat gibi yakınlığı bulunan kimseler arasındaki hukuksal işlemler, takdiri deliller ile ispat edilebilir. Bunun dışında senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş hukuksal işlemlerde, irade bozukluğu hallerinde ve yangın, deprem, deniz kazası gibi senet alınmasını güçleştiren olağanüstü durumlarda takdiri delillere de başvurulabilir. Üçüncü kişilerin muvazaa savları, üçüncü kişiler hukuksal işlemin tarafı olmamasından ötürü senetle ispatı zorunlu değildir. Takdiri delillere işlerlik kazandırılabilir. [viii]
[i] KURU Baki, Medeni Usul Hukuku, Legal Yayıncılık, İstanbul, 2016, s.253
[ii] ERDÖNMEZ s. 1836
[iii] ERDÖNMEZ s. 1837
[iv] YILMAZ-ARSLAN-TAŞPINAR-HANAĞASI s. 425
[v] ERDÖNMEZ s. 1839
[vi] ERDÖNMEZ s. 1838
[vii] ERDÖNMEZ s. 1839
[viii] KURU, Medeni Usul Hukuku, s.264-268